Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Bodrum bindiği dalı kesiyor mu?

Türkiye'nin turizm geliri sayısal anlamda bu yıl rekor kırarsa sakın şaşırmayalım. Sektörün önde gelenlerinin pek sesi çıkmıyor şu sıra ama Ramazan'ın başladığı güne kadar otellerin, marinaların doluluğu yüzde 100'lere yakındı.
Bu yaz tatilini Bodrum ve çevresinde geçirince bizzat ben de tanık oldum ki Türkiye turizmde iyi yıllardan birini hakikaten de yaşıyor ama Yunan adaları da Türkler sayesinde bolca para kazanıyor.
Neden mi? Çünkü tekne sahipleri ya da tekne kiralayan herkes, günü birlik bile olsa tatili süresince mutlaka en az bir kez karşı kıyıya geçiyor.
Kriz nedeniyle beli bükülen Yunanistan'ın adalarındaki restoranları da Türkler dolduruyor ve bir çoğunda kredi kartı da geçmediği için ciddi miktarda nakit para bırakıp dönüyor.
Denizcilik camiasının önde gelen bir ismiyle sohbet ederken, "Böyle giderse Yunan adalarını krizden Türkler kurtaracak" diye espri yapıyorum. O da Türk teknelerinin neden akın akın Yunan adalarına gittiğini anlatıyor:
"Niye olmasın? Bu iş Türklerin de işine geliyor. Her şeyden önce Yunan adalarında içki, özellikle de şarap fiyatları Bodrum'daki restoranlarla kıyaslayınca yüzde 50 daha ucuz. Biz de restoranlar ne yazık ki yemekten ziyade içkiden para kazanmaya bakıyor. E bakarsanız sezon da 1.5 ay. O nedenle çok fahiş fiyatlar var. Açıkçası Yunan balığı bizden daha iyi pişiriyor. Yemeğin kalitesi de tercih sebebi oluyor. Tabii bir de Yunan koyları bizim koylarımızdan çok daha temiz şu anda."
Restoranların pahalılığı konusu şu sıralar Bodrum'da en çok konuşulan konu. Hakikaten de buradaki isim yapmış mekanların hemen hepsi İstanbul'un en lüks restoranlarıyla fiyat yarışında. Hatta daha bile pahalı. Bunu söylerken birkaç iyi örneği de ayrı tutuyorum. Bu yıl her şey dahil sisteminden kendini kurtararak oda kahvaltıya dönen ve bu nedenle de otelde Japon, balık ve Lübnan restoranları açan Rixos mesela. Yiyecek içecekten sorumlu Genel Müdür Yardımcısı 28 yaşında genç bir Lübnanlı. Şef de Lübnanlı ve böylesine özenilmiş mekan ve yemek sonunda ödediğin para ise çok makul.
Şimdi Bodrum'un bu tarz iyi örneklere ihtiyacı var ki tatil yapmaya buraları tercih eden tekne sahipleri de her gün karşı kıyıya gidip yemek yemekten vazgeçip, Bodrum çevresindeki restoranları tercih etsin. Yoksa gördüğüm Bodrum'daki mekan sahiplerinin kendi bindikleri dalı çoktan kestikleri.
Etrafta o kadar çok Yunan adalarının yolunu tutan Türk ile karşılaşınca ilginç şeyler de duyuyorum tabii.

Yüzde 20 ucuz yakıt!

Bir işadamı bana, "Ucuz mazot almak için de gidiliyor. Düşünsenize hem gidip oralarda gayet makul fiyatlara yemek yiyeceksiniz hem de bu arada bindiğiniz teknenin tankını yüzde 20 daha ucuza dolduracaksınız. Kim istemez bunu?" diyor.
Açıkçası bizler Yunan adalarına akın ederken, onların günü birlik de olsa bizim kıyılara uğramaması beni üzüyor. Yunanistan'ı yakından tanıyan bir dostumuzla sohbet ediyorum. Yunanistan'daki tekne sahibi olsa hiç kimsenin hayatının kolay olmadığını söylüyor. "Yunanlı dostlarımız en aşağı iki ay tatil yaparlardı ama şu anda işleri ve ekonominin durumu nedeniyle çok sıkıntıdalar" diyor. Düşünsenize adalardaki bir çok restoran sahibi de bankalardan paralarını tahsil etmekte güçlük yaşadığı için kredi kartı kabul etmemeye başlamış.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA