Virginie Thurre İsviçreli bir arkadaşım. California'da eğitim aldığım okulda tanışmış ve ev arkadaşı olmuştuk. Ülkesine döndüğünde sıkı bir aktivist oldu. Önceki gün Facebook sayfasında ön tarafına bir bıyık çizilmiş ve sanat objesine dönüştürülmüş bir market alışveriş arabası koymuştu.
'Bu ne için' diye sorunca, İsviçre'de kadının seçme hakkına kavuşmasının 40'ncı yılını, İsveç kurumlarda kadınların eşit haklara sahip oluşunun 30'uncu yılını ve İsveç kadının grev hakkının da 20'nci yılını kutladıklarını yazdı ve sonra da ekledi ama hala eşitlik için mücadele veriyoruz.
Thurre'nin Facebook'taki duvarına, Türk kadının bu hakkı büyük lider Atatürk sayesinde tam 77 yıl önce yani İsviçre kadınından 37 yıl önce aldığını yazarken haklı bir gururum vardı.
En fazla oy kadınlardan!
Şunun da farkındayım tabii 77 yıl önce seçme ve seçilme hakkına kavuşan Türk kadını, parlementoya bu avantajını yine yansıtamadı. Her ne kadar son seçimlerde Meclis'teki kadın vekil oranı yüzde 8 küsurlardan yüzde 14'lere çıkmış olsa da henüz kadın temsil oranında gelişmiş ülkelere yaklaşamadık. Ama olsun, trendin yukarı doğru olması bile çok önemli.
Bakın bu öylesine önemli ki. Dün Başbakan Erdoğan'ın danışmanlarından Ertan Aydın; meslektaşım Aslı Aydıntaşbaş'a, AK Parti'ye oy verenlerin yüzde 55'ini kadınların oluşturduğunu söylemiş.
Kadınlar erkeklerin 10 puan önünde! Kadınların büyük bir çoğunluğunun Ak Parti'den memnun olduğu sonucunu çıkarıyorum. Ne de olsa Adil Gür'ün yaptırdığı bir araştırmada AK Parti seçmenin yüzde 72.8'i hizmetlerden dolayı bu partiyi ve Başbakan Erdoğan'ı tercih etmiş.
Zihinsel engelli Emine'nin hikâyesi!
Seçim öncesi nabız tutmak için Anadolu'ya giden Sabah yazarları arasında ben de vardım ve yolum memleketim Malatya'ya düştü. Çevreyi dolaşırken, merkeze 20 kilometre uzaklıkta bir köyde oturan Emine'yle tanıştım. Emine 14 yaşında olmasına rağmen zeka yaşı 9 civarıydı ve bugüne kadar ilk okula gönderilmiş ama bir türlü okuma yazmayı öğrenememişti. Aslında hiçbir şeyi öğrenememişti.
Anne babası 5 çocukları içinde tek kız olduğu için üstüne titriyordu ama imkanları Emine'nin ihtiyacı olan eğitim için yoktu. Öğrendim ki bu yıl müthiş bir gelişme olmuştu ve yılbaşından beri yaşamını kendi başına sürdürebilmesi için özel bir eğitim programına başlamıştı Emine ve hem ceplerinden bir kuruş çıkmamıştı hem de Milli Eğitim'e ait özel bir araç her defasında Emine'yi şehir merkezindeki bu rehabilitasyon merkezine götürüyor ve akşamları da alıp getiriyordu.
Düşünebiliyor musunuz, devlet parasız bir şekilde evden Emine'yi alıyor ve eğitim veriyor! Ailenin ancak rüyasında görebileceği bir şey bu! O kadar mutlu olmuşlardı ki anlatılacak gibi değildi. Özellikle bir anne daha ne isteyebilir ki.
İşte 77 yıl önce seçme ve seçilme hakkına kavuşan kadınlar, özellikle de Anadolu'daki kadınlar bu hizmetlerin karşılığı olarak AK Parti'ye oy verdi.
Bu kadar basit aslında.