Berlin'deki açılış sonrası davette Günay ile sohbet ederken biraz ilerde modacımız Atıl Kutoğlu'nun Berlin Belediye Başkanı Klaus Wowereit'le sohbete daldığını gördüm.
Kutoğlu beni de Berlin'in eşcinsel olduğunu daha ilk günden açıklayan ve büyük dikkat çeken Belediye Başkanı Wowereit'le tanıştırdı. Belediye Başkanı, her yerde eşcinsel politikacı olduğunu ancak eşcinsel politika yapmayacağını açıklayıp durmuştu. Son derece kendinden emin, samimi ve gerçek bir Türkiye dostu. Sosyal Demokrat Partili başkanın Berlin'de yaptıklarını herkes beğenir olmuş. Baktım o da en çok Türkiye'yi seviyor. Açılış konuşmasında zaten İstanbul için kardeş şehir tanımlamasını kullandı durdu ve sadece İstanbul'un trafik sorunundan şikâyet etti. Onu bile kibar yaptı. 'Bu sorun bile İstanbul'un büyüleyiciliğini azaltmıyor' dedi.
Berlin'e gelen turist sayısı 8-9 milyon civarındaymış. İstanbul'a da 7.5 milyon turist geldiğini söyleyip, İstanbul gibi büyüleyici bir kentin neden daha fazla turist çekmediğini bir belediye başkanı olarak ona sordum. Cevabı ilginçti. 'Berlin'de gecelik konaklama adedi 19 bini buluyor. Her gelir grubuna uyan konaklama mevcut. Pahalı değiliz. Oysa İstanbul çok pahalı. Normal bir turistin gelmesi imkânsız' dedi. Çok doğru değil mi? Daha geçenlerde bir grup gazeteci arkadaşım Berlin'e gelip haftalık 160 euroya ev kiraladı ve müthiş bir tatil yaptı. Oysa İstanbul'da ya 5 yıldızlı oteller var çok pahalı olan ya da kötü oteller. Peki ya ortası? İşte sanırım İstanbul'un sorunlarından biri bu.
Berlin Belediye Başkanı Wowereit Türkiye'nin her yerini karış karış gezmiş. Bunu duyunca şaşırıyorum. Ta 1985'lerde Antalya, Erzurum, Trabzon, Van, Adıyaman'ı dolaşmış. Yani gerçekten Türkiye'yi tanıyor ve Türkiye'ye deniz, kum, güneş için değil tarihi için ziyaretler yapıyor. Atıl Kutoğlu, Barcelona'ya kaçan ünlü Bread&Butter fuarının da onun çabaları sayesinde yeniden Berlin'e geldiğini anlatıyor. Yani Berlin belediye başkanı şehri için her detayla tek tek ilgileniyor.