Bekleme listesi olan tersanelerden birini ziyaret ettim. Ama tabii bu tersanede devasa yatlar ya da yük gemileri inşa edilmiyor. Geleneksel ahşap yapımı gulet gezi yatları yapılıyor. Halen kızakta uzunlukları 35 metre, 29 metre ve 15 metre olan üç tekne eşzamanlı yapılıyor. Dediklerine göre bu tekneler 15 ayda denize hazır hale geliyor.
Bodrum'un İçmeler bölgesindeki tersanenin ve aynı zamanda da meşhur Süreyya yatlarının sahibi olan Vedat Semiz'den öğrendiğime göre, bu tekneler yaklaşık 2 milyon Euro'ya mal oluyor ancak siparişi verenin isteğine göre teknenin içi yapılırken kullanılan malzemenin lükslüğüne göre fiyat daha da yukarı çıkabiliyor.
10 kamera yerleştirdi
İşin en güzel yanı şu. Tekne siparişi verenler, yatları imal edilirken internet üzerinden bütün aşamalarını 24 saat izleyebiliyorlar. Semiz, tersaneye 8'i sabit, 2'si hareketli 10 kamera yerleştirmiş.
Oturduğunuz yerden bilgisayarınızın tuşlarına basarak kamerayı 360 derece hareket ettirmeniz, zoom yapmanız ve bir çivinin çakılışına kadar detaylarla ilgilenmeniz mümkün olmuş yani. İsmini saklı tuttuğu yat müşterilerinin sanırım keyfine diyecek yoktur. Bir bebeğin doğumu gibi teknelerinin sıfırdan inşasına tanık oluyorlar.
Son zamanlarda tersaneler hep işçi ölümleriyle gündeme geldiğinden girdiğim bu tersanede ilk önce işçilerin durumunu merak ediyorum. Semiz de hassas. Tersanelerinde iş güvenliği uzmanı danışmanların çalıştığın ı söylüyor. Personel sürekli eğitimden geçiyormuş. Denen o ki, daha önce başka tersanelerde çalışan işçiler bu tersaneye iş başvurusunda bulunduğunda bir sağlık taramasından geçirilmiş ve bazılarının iş yapamayacak kadar hasta olduğu ortaya çıkmış. Semiz, işçilere zimmetli eldiven, gözlük ve maske verildiğini ve kullanımlarının mecbur tutulduğunu söylüyor.
Semiz'in hedefi yılda 35-40 metrelik yatlardan dört tane denize indirmek. Bir de tabii 2010 yılında Süreyya 6'yı da faaliyete geçirmek...
Gulet marka oldu
İçmeler'de yaklaşık 32 tane yat imalatçısı var. Tersaneler deniz suyundan tatlı su elde etmek, arıtmadan da faydalanarak kendi elektriğini üretmek için çalışmalar yapıyormuş.
Ha bu arada gulet markası sivil toplum örgütlerinin ve deniz ticaret odalarının öncülük etmesiyle marka olarak tescil ettirilmiş. Böylece beyaz peynirin isim hakkını Yunanlılara kaptıran Türkler gulet markasına sahip çıkmayı başarmış.