Bodrum'un en pahalı suitlerinden biri bin 400 Euro ile Maça Kızı'nda artık. Dünyanın tanınmış isimlerine bir adım uzakta olan Erozan, daha önce Cote d'Azur ya da Ibiza'yı tercih eden turistleri hedefliyor.
Bodrum yaz-kış, Türkiye'nin turizm sektörünün en çok parlayan destinasyonu olacak mı? Elini taşın altına koyanlar, böyle olacağını düşünüyor olmalı ki büyük yatırımlara girişiyor. İşte ününü Washington'ın yıllarca en 'in' restoran-barı olan Cities'in Türk patronu olarak duyuran Sahir Erozan, bu girişimci iş adamlarımızdan bir tanesi. Annesi Ayla Erozan tarafından kurulan Türkbükü'ndeki Maça Kızı'na büyük yatırım yaparak kışın da turizm sektörünün hizmetine hazırlayan Sahir Erozan, Bodrum'da kendi deyimiyle ikinci raundun' şimdi başladığını söylüyor. Müşterilerinin yüzde 70'inden fazlası yabancılardan oluşan, üstelik dünyanın tanınmış pek çok ismiyle olan dostluğu nedeniyle de Bodrum'a lüks seven bir grubun da gelmesini sağlayan Maça Kızı, son yatırımların ardından bir suitin bin 400 Euro'dan satıldığı bir butik otele dönüştü.
WASHINGTON'IN ŞAMDAN'I
1977 yılında öğrenciyken gittiği Washington'da, kısa bir sürede şehrin en popüler mekanını yaratma başarısını gösteren Sahir Erozan, ABD'de 22 yaşında kendi restoranı ve barı olan girişimci bir işadamına dönüşüvermiş. Üstelik mekanı ünlü siyaset adamlarıyla, sanatçılarla, hatta çeşitli ülkelerin prens ve prensesleriyle dolup taşmış. Sahir Erozan o dönemi anlatırken, Cities bir anda Washington'ın Şamdan'ı oluverdi" diyor. Erozan'da yeni bir şeyler üretmek, dizayn ve yaratıcılığa önem vermek bir yaşam tarzı olmuş. Şimdi bu felsefeden yola çıkarak, yeniden yorumladığı Maça Kızı ile Bodrum'a dünya jet sosyetesini çekecek yeni bir konseptin kapılarını aralıyor.
RESTORANLAR KÂRLI DEĞİL
Dünyanın dört bir yanındaki şık otelleri dolaşan, en ünlü restoranlarda yemek yiyen ve Hillary Clinton gibi siyasetçilere bir adım uzakta olan Sahir Erozan'la İstanbul'un değişimini ve Bodrum'u konuştuk...
* İstanbul'a arka arkaya en popüler restoranlar gelmeye başladı. Zuma, Hakkasan derken şimdi ünlü Japon restoranı Nobu'nun geleceğini öğrendik. Bir taraftan da İstanbul'da iyi yemek yemenin fiyatı çok yukarı çıktı. Sizce bu normal mi? Değişimin bir parçası. İstanbul dünyada ismi geçen, herkesin merak ettiği bir yer haline geldi. İstanbul'da ortalama bir otel odası 70-80 doları geçmiyordu. Bugün İstanbul'daki beş yıldızlı eski bile olsa bir otel odası 200 Euro'dan başlıyor. İnanması zor olabilir ama restoran işletmek kârlı bir iş değil. ABD'de bir restoranın kârı yüzde 15'i geçmez. Ben İstanbul'daki Tuus restoranın ortağıydım ve ilk açıldığımız ay inanılmaz bir ciro yapmıştık ama kârımız yüzde 10'u geçmemişti. Yemek maliyeti ve kiralar çok yüksek. Evet haklısınız, Paris ya da New York'ta 100 dolara güzel bir yemek yiyebilirsiniz ama İstanbul'da yiyemezsiniz. Buna katılıyorum. İstanbul'da 150 YTL'ye çıkmanız gerekir. Şunu gözden kaçırmayın ama. Türkiye'de bir balığın kilosu ABD'deki balığın kilosunun 2.5 katı. Bir de biliyorsunuz iyi restoranlar organik sebzeler kullanıyor, herşeyine çok özeniyor. Bir de tabii New York'ta ya da Londra'da Çin malı ürün bulmak kolay ama Türkiye'de zor. Tüm bunlar maliyeti artırıyor. Biliyorum ki iyi bir restoran balığını günlük dışarıdan getiriyor. Ama tabii şunu unutmayın. ABD'de iyi bir yemek, 100 dolar, Avrupa'da 100 Euro, İngiltere'de 100 paund! Restoranların fiyat politikasını çok astronomik bulmuyorum, çünkü en üstün en üstünden konuşuyoruz.