Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Ümit Boyner'in türban yorumu: Türkiye dayatma zincirini kıramıyor!

Ümit Boyner, türban konusundaki fikrini en net şekilde ortaya koyan iş kadınlarından biri.
Ortalık böylesine gerilince, dün merak ettim acaba Ümit Boyner ne düşünüyor? Hala durduğu noktada duruyor mu diye.
Okura hatırlatma. 7 Ekim 2007'de Ümit Boyner ile pazar gazetesi için bir söyleşi yapmıştım ve o gün Boyner, 'Cami ile kışla arasında bir Türkiye tükendi, gitti' demişti. Türban konusunda ise şu görüşlerini dile getirmişti:
"Nüfusun önemli bir parçasının türbanı olduğu için üniversiteye girememesi, evde otur denmesi benim demokrasi anlayışıma uymuyor. Aç gel demek de, diyorsun ki yani sen 18 yaşını bitirmişsin ama hala hür iradeye sahip olmadığını düşünüyorum ve başını açman lazım. O zaman üniversiteye forma giyip gidelim! Ama diğer taraftan da bir dini görüşün hayatımızda ne kadar etkili olacağı da ayrı bir konu. Zor bir yerdeyim. Ben de çok ortadayım.
Ümit Boyner'e 'Başınızı kapatmaya zorlansanız ne olur' diye de sormuştum o gün. Şöyle demişti:
"Hiçbir yere gitmem. Burası benim vatanım. Bunun demokrasi dışında çözüleceğine inanmıyorum. Demokrasiye aşıksanız, her şeyin demokrasi içinde çözüleceğine inanırsınız. Haklarınız elinizden alındığı zaman kendinize sokağa çıkacak kadar güvenmeniz lazım. Ama başkalarının hakları için de savaşmalısınız, onlarla aynı fikirde olmasanız bile. Demokrasinin özü bu. Türkiye buraya gelecek."
Ümit Boyner'e dün, o gün yaptığımız sohbeti ve söylediklerini hatırlattım.
Sonra da televizyondaki tartışma programlarına katılan eğitimli kadınların nasıl ikiye bölündüklerini ve bir kısmındaki tedirginliği kendisinin de yaşayıp yaşamadığını sordum.
Boyner'in türbanda gelinen son noktayla ilgili şu anda düşündüklerini aşağıda kendi ağzından veriyorum:

Verilen mesaj çarpık
"Türban konusuna kişisel özgürlükler bakımından olumlu bakıyorum. Herkesin okuma hakkı olması lazım. Okumak ve eğitim, tıpkı sağlık gibi devletin vatandaşlara vermek zorunda olduğu bir konu. Ama olayın bugün yapılış biçimi o kadar acayip ki! Oysa özgürlüklerle ilgili yapılacak bir sürü şey var, mesela alevilerle ilgili bir sürü şey yapılabilir.
Ne yazık ki türban sadece bir amaç olarak ortaya kondu . Bir de tamamen dini simge haline getirildi. Verilen mesaj çok çarpık. Ve ben buna karşıyım. Yani gündeme geliş şekli ve uygulama adına yapılanlar yanlış oldu.
Belki ilk başta yani 1989'da böyle yasak konmasaydı, türban simgesel hale gelmeyecekti. Şimdi zorlamaca, anayasa ile yapılınca tarafları gerdi. Bu süreç herkesi, sivil toplum örgütlerini de katarak daha farklı bir şekilde yapılabilirdi oysa."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA