KCK'ya ilişkin 4 önemli dava yürüyor.
Diyarbakır'daki ana davada tutukluluk hali 4 yılı geçti. İstanbul'daki davalarda ise, avukatlar, gazeteciler, BDP'nin il ve ilçe yöneticileri yargılanıyor. 3. ve 4'üncü yargı paketleri, davaları etkileyemedi. Zira çoğunun sevk maddesi "silâhlı örgüt" üyeliğinden.
Reform paketlerinde adli kontrol mekanizmasının işletilmesi, propagandada şiddet unsurunun aranması gibi hususlar yer alıyordu. Hiç değilse, örgüt tanımı netleşirse, KCK davalarında bir rahatlama meydana gelebilir. Bir kişiye "silâhlı örgüt üyesi" demek için, 1) O kişinin hiyerarşik yapıya dahil olması, 2) Şiddet fiiliyle doğrudan bağının tespit edilmesi gerekir. Türk Ceza Kanunu'nun 314'üncü maddesi, BDP'nin istediği gibi düzenlenirse, KCK davalarının yanı sıra, Ergenekon davaları da etkilenecek ve gelişigüzel silâhlı örgüt üyeliği uygulaması son bulacaktır.