Balyoz darbe teşebbüsü sadece dijital belgelerle değerlendirilemez. Ormanın tümüne bakmak gerekiyor. Özden Örnek ve Mustafa Balbay günlükleri, bazı dinleme kayıtları, komutanların ifadeleri, MİT'teki bilgiler birbiriyle örtüşüyor ve Kasım 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesiyle TSK'da müdahaleye yönelik bir hareketlenmenin olduğunu ortaya koyuyor.
Özden Örnek'in günlüklerinde, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'le arasında geçen bir konuşma yer alıyor:
Özkök, Yalman'a, "Cuma akşamı sizleri aradığımda (bütün kuvvet komutanlarını kastediyor) benden habersiz toplanmış durumda buldum, üzüldüm" diye sitem edince, Yalman Özkök'e soruyor: "Geçen yıl en fazla desteği size kim verdi." Özkök "Tabii ki sen verdin ve sana müteşekkirim" diyor. Yalman "O halde nasıl olur da bizim hakkımızda böyle düşünebilirsiniz" cümlesiyle tartışmayı sonlandırıyor. Daha sonra, Aytaç Yalman, Hilmi Özkök'le aralarında geçen bu konuşmaya bir açıklık getiriyor ve Özden Örnek'e diyor ki: "Geçen yıl ben ona karşı Çetin Doğan'la birlikte olsaydım, onu paramparça edeceklerdi."
Bu satırlardan, Aytaç Yalman'ın, Birinci Ordu'da hazırlıklar yapan Çetin Doğan'a katılmadığı ve Hilmi Özkök'ün yanında durduğu anlaşılıyor.
İkinci Balyoz iddianamesinde bir belge mevcut. Zirve Yayınevi katliamı soruşturulurken, misyonerlere karşı ısrarlı yayınlarıyla öne çıkan bazı öğretim üyelerinin, bu kapsamda Malatya İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü profesörlerinden Salim Çöğce'nin odası aranmıştı. Orada "Sayın Tolon" isimli bir metin bulundu. Bu yazı, Hurşit Tolon ile emekli Genelkurmay Adli Müşaviri Mehmet Erdal Şenel'in konuşmasına dairdi. Tolon, Şenel'e şöyle diyordu: "Yalman Paşa istifa edip, yerine Çetin Paşa Kara Kuvvetleri Komutanı olacaktı.
Fakat Çetin Paşa bu planı herkese anlattı. Genç subaylar arasında bu durum büyük memnuniyet yarattı. Çetin Paşa duyulur mu duyulmaz mı dikkat etmeden hükümetin aleyhinde konuştu. 1. Ordu Plan Tatbikatı'nda onlarca subay içinde neredeyse yapacağımız hareketi açıkladı. Milli Mutabakat Hükümeti kurulmasından bile söz etti. Çetin Paşa kendisine çok güvendi."
Çetin Paşa'nın diline hâkim olmadığı hususu, 2009'da teknik takibe takılan emekli Org. Çevik Bir ve emekli Tümgeneral Erol Özkasnak'ın telefon konuşmasında da geçiyor. O konuşmada Özkasnak "Hani o Çetin Doğan, onun şeyinden çıktı bunlar biliyorsunuz. Onun adamlarından... gevşek olduğu için kendisi" diyordu.
Balbay'ın günlüklerine bakalım. Onun Çetin Doğan'a ilişkin tuttuğu notlar ise şöyle: "O hazır...
Ameliyattan hemen önce İzmir'de ordu komutanlarıyla konuşmak, toplanmak üzere hazırlık yaptı; konuşmasını hazırladı. Bunu bilgi olsun diye Genelkurmay'a gönderdi. Yaşar Paşa (Büyükanıt) bir üste iletmedi. Türkiye böyle gitmez, hükümet bu işi götüremiyor türündeydi. Kesin konuşmayı yapacaktı. Aytaç Paşa (Yalman) yap demişti."
Çetin Doğan, 31 Mart 2003'te by-pass ameliyatı geçirdi, Balbay o günü günlüğünde şöyle anlatıyor: "Mehmet Beyle görüştüm. Çetin'in ameliyat olmasının nedeni hazırlık; o güne hazırlanıyor.
Röportajda (Aktüel'deki) sürekli ben emekli olacağım demesinin nedeni, bazı dedikodular çıktığı için kimseyi ürkütmemek. Ama fazla emekli olacağım dedi."
Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın birtakım işler karıştırdığı, o tarihte zaten MİT tarafından tespit edilmişti. Mustafa Balbay'ın 30 Mayıs 2003 tarihli notunda MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'dan naklen şu bilgi var: "Eğer kaynak mektuplarsa, bize de geliyor. İstanbul'dan, Birinci Ordu'dan geliyor. Oraya baksan. Birinci Ordu'da her şey hazır. İhtilâle hazırlanıyorlar."
Çetin Doğan, Birinci Ordu ile Jandarma'nın birlikte hareket ederek darbeyi yapabileceğine inanıyordu. Ama Özkök ile birlikte hareket eden Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, önünü kesti. Çetin Doğan, Ağustos 2003'te emekli oldu. Bu tarihten sonra, onunla birlikte yola çıkanlardan emekli olmayıp geride kalanlar darbe faaliyetini sürdürdü. Yarın da bunu anlatacağım.