9 Eylül, İzmir'in kurtuluşu. Daha doğrusu Kurtuluş Savaşı'mızın zaferle noktalandığı gün. On yıllar boyunca, düşmanı İzmir'de nasıl denize döktüğümüzü öğrendik. Bu bilgi, -doğru ya da yanlış- yüreğimize kuvvetli bir inanç olarak işlendi. "Bir Türk dünyaya bedel" cümlesi de, bu inançla beslendi.
9 Eylül'de, kurtuluş gününün simgesi olan süvariler tarafından getirilen Türk bayrağının, İzmir Valiliği'ne çekilmesi alışılagelmiş bir uygulamaydı. 5 Mayıs 2012'de değiştirilen Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören Yönetmeliği'ne göre -kurtuluş günlerinde resmi geçide ve tebrikata izin verilmediği gerekçesiyle-, Türk bayrağının İzmir Valiliği'nde göndere çekilmesi önce engellendi; sonra Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın girişimiyle bu yasak kaldırıldı. Sanki ülkemizde tartışma sıkıntısı var! İncir çekirdeğini doldurmayan böyle olaylar yaratılıyor; durup dururken sinirler geriliyor.
Törenler iptal edilirken, bu gibi önemli günleri devletin değil, halkın kutlaması amaçlanıyordu. Lâkin söz konusu girişim, bazı çevrelerce, ilk baştan beri, AK Parti'nin bayramlara ve bayrağa saygısızlığı gibi değerlendirildi. Bu yüzden, İzmirliler, ellerinde Türk bayrakları ve ay yıldız figürlü tişörtleriyle, Basmane Meydanı'ndan Alsancak Meydanı'na kadar yürürken, iktidara karşı tepkilerini de sergilediler. Tabii, 28 Şubat'ın sembolü haline gelen 10. Yıl Marşı ihmal edilmedi. Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile AK Parti milletvekili Rıfat Sait protokol kavgası yaptı: Kim bakanın yanında duracak, kim arkasında. Rıfat Sait'in özür dilemesine rağmen, Kocaoğlu işi uzattı. Bu arada, bayrak yasağını kaldıran ve İzmirlilerle birlikte kutlamalara katılan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay neden yuhalandı? Tören, niçin AK Parti karşıtı bir hal aldı? Bazı vatandaşlar, "Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek", "Vur vur inlesin Tayyip dinlesin" diye bağırdılar. Başbakan'ın mesajına da yuh çekildi. Protokolde oturan AK Parti ve CHP'li Belediye Meclis üyeleri arasında kavga çıktı.
Bayramlar, halkın birleşip kaynaştığı günlerdir. Görülüyor ki, bayramlarda bile canı gönülden kucaklaşamıyoruz. Karşılıklı güven duyulmadığı için, herkes birbirini yanlış anlamaya teşne. Bir kıvılcım kolayca yangına dönüşüyor.
Oysa Ertuğrul Günay açıkladı: "Kutlamaların nasıl yapılacağına illerdeki Tören Komiteleri karar veriyor. Yasağı koyan İzmir Komitesi. Yönetmelik sadece resmi geçidi ve tebrikleri engelliyor. Devlet erkânının önünden insanların esas duruşta geçmesiyle uygulanan etkinler yerine, halkın sıcak duygusunu öne çıkaran faaliyetlere öncelik tanındı. Bayrak yasağının farkına varınca, arkadaşlarımızla tam bir mutabakat halinde bu dar yorumu ortadan kaldırdık ve gayretlerimiz sonucunda 90 yıllık gelenek aynı şekilde icra edildi."
9 Eylül 1922'de bütün millet tek bir yürek halinde vatanın kurtuluşunu kutluyordu. Bugün, bayramlar ne hale geldi! Hiç değilse, tasada ve kıvançta ortak olduğumuzu bayram günlerinde gösterelim.
