Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Silivri'de ifade verdi. Bu ifadesiyle Özden Örnek'in günlüklerinin doğruluğunu da teyit etmiş oldu. Oysa Örnek, günlüklerin uydurma olduğunu ileri sürüyordu.
Aralık 2003'te, kuvvet komutanları, dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök Paşa'yla buluşuyorlar. Bu hükümetin gitmesi gerektiği üzerinde konuşuyorlar; bir eylem planının tespitini talep ediyorlar. O günkü konuşmaların teferruatını yarın geniş bir biçimde yazacağım. Yalnız, şunu kesinlikle söyleyebilirim: Hilmi Özkök karşı çıkmasaydı, Türkiye en hafifinden 28 Şubat benzeri bir olayla karşı karşıya gelecekti. Dönemin kuvvet komutanları Aytaç Yalman (KKK), Özden Örnek (Deniz), İbrahim Fırtına (Hava) ve Şener Eruygur (Jandarma) kararlıydı. Hilmi Özkök'ü eylem planına ikna edemeyince, kendileri bir eylem planı hazırladılar. Bu çerçevede bazı işadamları ve medya mensuplarıyla görüşmeye başladılar. Özkök "Konuyu MGK'da hallederiz" diye geçiştirip işbirliği yapmayınca, Aytaç Yalman ile Özden Örnek darbeden caydı. Böylece komuta kademesi bölündü. Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile İbrahim Fırtına, müdahale ve muhtıra çizgisini sürdürdü. Şener Eruygur çabalarına emekli olduktan sonra da devam etti.
Özkök, Genelkurmay Başkanlığı döneminde tarihi bir rol oynamıştır. Cumhuriyetimiz onun sayesinde "korunup kollanmaktan" kurtulmuştur.