Başbakan, MİTçilerin yargılanmasını izne bağlayınca, tabii diğerleri de talep etti: "Bizim için de amirlerden yargılama izni alınsın" Oysa demokratik bir ülkede herkes hesap verebilmeli. Tayyip Erdoğan, "MİT Başkanı Hakan Fidan'a dokunmak, bana dokunmaktır" diyor. Tekrar edelim: Demokratik bir ülkede başbakana da, bakana da dokunulur. Oysa anayasamızın 100. maddesi, ancak Meclis çoğunluğu karar verirse, bakan ya da başbakanın Yüce Divan'da yargılanmasına imkân tanıyor. AK Parti'nin 2001 Programı'nda "Milletvekilleri ve bakanların yargılanmaları önündeki engeller kaldırılacak; dokunulmazlık, tüm kamu görevlilerinin yargılanabilmeleri önündeki engeller ve ayrıcalıklarla birlikte ele alınacak, milletvekillerinin Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerine inhisar ettirilecektir" deniliyordu. Bu ne demek? Hem milletvekilleri ve bakanlara dokunulacak, hem de, imtiyazlı konumda bulunan bürokratlar da yargı önünde hesap verecek. Başbakan önce MİT'e dokunulmasının önünü kesti; şimdi sıra, diğer sivil ve askeri bürokratlara geliyor. Her türlü idari eylem ve işlem yargı denetimine açık olduğuna göre, Danıştay devreye girecek ümidini taşıyorduk. MİT'çilerin yargılanması için izin talebinin üzerinden 3 aydan fazla zaman geçti. Başbakan ne izin verdi, ne de vermedi. Danıştay da devreye giremedi. Hukuk devleti demek ki işlemiyor. Savcının MİT'çiler hakkında "vatana ihanet" gerekçesiyle soruşturma başlattığını da bir kenara kaydedelim.