Eğitim paketi büyük tartışmalara ve kuşkulara yol açtı. Türkiye'de, iktidarın attığı her adımdan şüphe duyan bir kesim mevcut. Ama bunun yanı sıra, AK Partili Grup Başkanvekillerinin teklifiyle gündeme gelen eğitim paketinde de, bazı gri alanlar var. Bir kere, böyle önemli bir değişikliğin, hükümet tasarı yerine, neden sadece milletvekillerinin teklifiyle geldiğini ben de anlamakta zorluk çekiyorum. Hiç değilse, Bakanlar Kurulu'nda tartışılsa, Kurul'un değerli üyelerinin görüşü ya da itirazları alınsaydı. Ayrıca, teklif sahipleri, 4'üncü yıldan sonra, çocukların evde kalıp, açık öğretime devam etmelerinin sebebini ikna edici bir biçimde anlatamadılar. Söyledikleri, üstün zekâlı çocuklara ya da özürlülere böyle bir imkân sunulduğuyla sınırlı kaldı. Oysa üstün zekâlılar için açılmış okullar var. Yetersizse, yenileri de açılır. Ben aksine, çok zeki bir çocuğun evde eğitimle daha da köreleceği düşüncesindeyim. Üstelik sosyal hayattan tecrit, başka sakıncalar doğurur. Çünkü hayatta başarı için zekâ, hatta bilgi de yeterli değil. İlişki kurabilmek, düşüncelerini doğru kalıplar içinde aktarmak, en az onlar kadar önemli. Özürlülere gelince... Onlar, zaten diğer çocuklara kıyasla daha yalnız bir hayat sürerken, bir de okuldan dışlanınca iyice mağdur olmazlar mı?
Bazı kesimlerin meseleye gene laiklik açısından bakması, "Bunlar kızları okula göndermemek için mazeret arıyor; fırsat yaratıyor" demesi ise, kabul edilemez. Zira bu iddialar bir "niyet okumadan" ibaret. Muhafazakâr kesim, aksine kızların okumasına çok önem atfediyor. Üniversitelerde başörtüsü engelini aşmak için büyük çaba sarf etmeleri de bunun delili. Zaten, eldeki rakamlara göre, AK Parti döneminde "100 erkek öğrenciye mukabil 88 kız öğrenci" oranı tersine dönmüş. İlköğretimde 100 erkeğe mukabil 100.5 kız öğrenci mevcut. Demek, AK Parti'nin kızların okula gönderilmemesiyle ilgili bir sorunu yok.
Bana göre, bir yanlıştan dönüldü. 4'üncü sınıftan sonra eğitimin evde sürdürülmesi yerine, açık öğretim imkânı 8 yıldan sonra başlayacak. Şimdilik, bu kabul edilebilir bir gelişme. Ama yarın öbür gün, zorunlu eğitim 12 yıla çıktıktan sonra, açık öğretimde ısrar etmemek lâzım. Çünkü ne derseniz deyin, açık öğretim, üniversitelerde gördüğümüz haliyle, gençlere bir istikbal hazırlamıyor. Eğitim sistemimizde onca aksaklık varken, lüzumsuz yere "evde eğitim" ve "açık öğretim" meselesinin niçin gündeme getirildiği anlamış değilim. Amerika'da veyahut İngiltere'de benzer uygulamalar olabilir. Fakat bizde acaba nasıl bir sonuç verir? Bu konu, çok derinlemesine tartışılmalı, üniversitelerle, eğitim uzmanlarıyla müzakere edilmeli, sonra bir karara varılmalıydı.