Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Süleymaniye'nin sırrı

Muhteşem Yüzyıl dizisiyle Kanuni Sultan Süleyman yeniden gündeme geldi. Tabii bizler dizide, daha ziyade Sultan Süleyman'ın gönül maceralarını seyrediyoruz. Bunu da tabii karşılamak gerekir. Neticede dizi, vatandaşın ilgisini çekmek zorunda. Halit Ergenç'in ya da Meryem Uzerli'nin gerçek Kanuni ve Hürrem portrelerine pek benzediği de söylenemez. Ama hiç değilse, bazı tarihi olaylara bu şekilde aşina oluyoruz.
Mimar Sinan, Sultan Süleyman döneminin yetiştirdiği en büyük usta. Henüz dizide ona sıra gelmedi. Malûm Kanuni Sultan Süleyman, imparatorluğunun gücünü ve ihtişamını göstermek adına Süleymaniye Camii'ni inşa ettirmişti. Bu cami ve külliyesi 7 senede bitirildi. 7 yıllık bu uzun süre, Kanuni'nin canını sıkmıştı. Sinan'ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan'a.Kanuni, durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gitti. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi.Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle "Bu ne iştir Mimarbaşı" diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan'ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu. Usta mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu'nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi.Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekânın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni de, Sinan'ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı.
Bu anlattıklarımı, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu "Süleymaniye'nin Sırları" başlığı altında e-postama gönderdi. "Sırlar" şöyle devam ediyor:
Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu.Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye, orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı.Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı. Şaşırdınız değil mi? Durun, daha bitmedi...Ve adına da "İs Odası" denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu Sinan. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı.Süleymaniye'nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı. Bütün bunlar günümüzden yüzyıllar öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle gerçekleştirildi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA