Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

PKK ve Arap baharı

Arap baharı ile PKK saldırılarının artması arasında ilişki kurma çabası mevcut ama, bu düşünce gerçekle hiç bağdaşmıyor. Arap ülkelerinde ayaklanma, despot yönetimlere karşı gerçekleşti. Mısır, Tunus, Libya, Yemen... Bu devletlerin başında astığı astık, kestiği kestik diktatörler vardı. Halk, kendi kaderine hâkim olmak amacıyla sokaklara döküldü. Suriye'de de Beşar Esad'ın uzun süre dayanabileceğini düşünmüyorum.
Türkiye ise, demokratik bir ülke. Biz, tek parti yönetiminden çok partili sisteme, 1946'da geçmeyi başardık. 1950'de, iktidar, serbest seçimlerle el değiştirdi. Tabii ki sorunlu bir demokrasi söz konusuydu. Ama, zaman içinde özgürlük alanı genişledi. Bugün, Kürt vatandaşlarımızın temsilcileri Meclis'te. Hem de her partiden seçilmiş Kürtler var. Artık, kendi kimlikleriyle politika yapabiliyorlar. Gene de, -özellikle Kürtler açısından- eksik bir demokrasiden söz edebiliriz. Fakat, mücadele için siyasi kanallar açık. Ayrıca, İmralı ile de müzakereler yürümekteydi. Hatta Öcalan, bir Barış Konseyi'nin kurulmasından söz ediyordu.
Terörle mücadelede yeni bir stratejinin oluşmasına yol açan Silvan baskını, Arap baharından yansıyan bir rüzgâr değil, barışın ve daha fazla demokrasinin köküne kibrit suyu döken bir eylemdi.
Bu baskının 13 şehitle neticelenmesinde, bizden kaynaklanan ihmalin ve hatalı tercihlerin rol oynadığını da söylemeden geçemeyeceğim.
Biri sağlık memuru, ikisi astsubay 3 kişinin kaçırılması sonrasında, timler, alan taramasına başladı. Silvan baskınından sağ kurtulan er Regaip Özdemir'in anlattığına göre, akşam saat 20-
21'de yola çıkmışlardı ve sabaha kadar yürümüşlerdi. Olay olduğunda arazideki 4'üncü günleriydi. Bu yüzden istirahata çekilmişlerdi. Saldırı anında çoğu uyuyordu; yemek yiyen de vardı.
Silvan'da ihmal olduğunu hem İçişleri Bakanlığı müfettişleri, hem de askerler kabul etti. Ama bu kadar çok can verince, herhalde meseleyi bir özeleştiriyle geçiştiremeyiz. Ayrıca, o geniş sahaya askerleri salıp, kaçırılan 3 kişiyi bulmak mümkün mü? Yoksa, göle maya çalmak misali, kaçırılanlara belki de arazide rastlarız düşüncesiyle, anne kuzucuklarını bile bile mi ölüme gönderdik?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA