CHP milletvekili Süheyl Batum, Ergenekon şüphelilerinin aday gösterilmesi önerisini, 25 Ocak 2011'de, Meclis'te gazetecilere şu şekilde izah etmişti: "O kişilerin kurtarılması için değil; çünkü anayasa açık, kurtarmak mümkün değil. Ne ile suçlandığını bilmeyen iki gazeteci orada. Türk toplumunun belirli bir bölümü, en azından yüzde 50'si yapılan rezilliğin, densizliğin farkında. 'Buna artık izin vermeyeceğiz' yönünde, sembolik olarak, bu ikisini milletvekili yapalım... Benimki bir öneri, onların kurtulmayacağını bile bile, arkalarında olduğumuzu sembolik olarak gösteren bir şey yapalım dedim."
Sembolik bir adımdı... Belki uzun tutukluluk kararlarına karşı bir tepki olarak yorumlanabilirdi. Ama bütün CHP grubu, yemin etmemek suretiyle, Ergenekon sanıklarının peşine düşünce, işin şekli değişti. Zaten, gazetecilerden biri Tuncay Özkan, aday gösterilmedi. CHP, Süleyman Demirel'in ricası üzerine, onun yerine Mehmet Haberal'ı tercih etti. Balbay'ı bir kenara bırakırsak, koskoca muhalefet partisi, üstelik fikri birlikteliği olmayan Haberal'ın peşinden nerelere sürükleniyor.