Türkçe Olimpiyatlarını seyredip de etkilenmemek mümkün değil. Dünyanın 4 bir köşesinden gelen çocuklar, Türkçe şarkılar okuyor, şiirler söylüyor. Kendilerine güveniyorlar. İyi bir okulda okuduklarını düşünüyorlar. Geleceklerine umutla bakıyorlar ve Türkiye'yi seviyorlar. Bunu, 100'den fazla ülkede bine yakın Türk okulu sağlıyor. Gülen hareketinin okulları... Şu anda, aşağı yukarı 500 bin talebeye hitap ediyorlar. Bir de mezun olanlar var. Bu çocukların bazıları okullarını bitirince muhtemelen önemli mevkilere gelecekler. Şimdiden bizi dünyanın birçok ülkesine bağlayacak köprünün ayakları inşa ediliyor.
Sinan Çetin'in Fethullah Gülen için sarf ettiği cümleleri bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Gördüklerinin heyecanı içinde konuşmuş ve Gülen'i övmüş. Söylediklerinin altına imzamı atarım:
"Burada olmayan, hangi nedenle olmadığını bilmediğim büyük bir düşünür, din adamı bir insana teşekkür ederim. Ona, bu ülkeyi, bu insanları, bu dili sevdirdiği için teşekkür ediyorum. Orhan Pamuk'a 'seni öldüreceğiz' diyenlere, bu ülkeyi bırakmadığı için. Bu ülkeyi dünya ile bütünleştirdiği için, bu ülkeyi sevmenin gurur verici olduğunu hissettirdiği için Fethullah Gülen'e teşekkür ediyorum." Çetin, insanlara düşman ve inkârcı bir milliyetçilik anlayışı karşısında, kucaklayıcı, özendirici bir milliyetçilik anlayışı sergileyen Gülen'i övüyor. Sosyal medyada yemediği hakaret kalmamış.
Birçok edepsiz, ona, "Yalaka, yağcı"diye de saldırıyor. Bu damgalama moda oldu. Sinan Çetin, Fethullah Gülen'den ne gibi bir menfaat sağlayabilir ki! Bileğini bükemiyorsunuz, bel altından vuruyorsunuz. Ama hakikatin güneşini gölgelemek hiçbir zaman mümkün olamayacaktır.