9 yıllık iktidarı döneminde, AK Parti, Kürt kökenli vatandaşları rahatlatacak bir dizi adım attı. Şimdi bunlar küçümseniyor; neredeyse inkâr ediliyor. 2002'de, bölgede, Olağanüstü Hal'in hüküm sürdüğünü, faili meçhul cinayetleri ve güvenlik güçlerinin baskısını hatırlatmakla yetinelim. Bugün, sadece BDP'liler değil, iktidar milletvekilleri de, sahada Kürtçe propaganda yapıyor. Askeri vesayetin geriletilmesi, Ergenekon'un deşifre edilip, mensuplarının yargılanması, Jitem'in faaliyetlerinin açığa çıkarılması ve üzerine gidilmesi... Bunlar, Güneydoğu'ya nefes aldıracak önemli gelişmeler. Ve tabii işkencenin tamamen ortadan kalkması. Önceki iktidarlar, "şeffaf karakol" vaad etmişti ama, işkenceyi sonlandırmak, "sıfır tolerans" ilkesiyle, AK Parti'ye nasip oldu. Türkiye, sadece ekonomide değil, demokraside de küçümsenmeyecek adımlar attı.
Yetmez ama, ben şahsen, seçim sonrası için umutluyum. Yeni bir anayasa, AK Parti ve CHP işbirliğiyle hazırlanacak. Deniz Baykal'ın yerine, Kemal Kılıçdaroğlu'nun gelmesiyle, iki partinin birlikte hareket etmesi kolaylaştı. Artık, CHP, halkı "laiklik elden gidiyor" diye korkutmuyor; daha fazla özgürlük için AK Parti'yle yarışıyor. İşte bu durum bana umut veriyor. Ayrıca, Tayyip Erdoğan'ın Öcalan ile müzakerelerin yürütüldüğünü kamuoyuyla paylaştığını unutmayalım. Önceden de temas vardı, fakat gizli tutuluyordu.
MİT Müsteşar yardımcılığı döneminde Emre Taner ile başlayan görüşmelerin, Müsteşar Hakan Fidan'la devam ettiğini herkes biliyor. Başbakan da, hükümetin direktifiyle ilişkilerin kurulduğunu ve sürdürüldüğünü açıklamakta beis görmedi.
Bu bilgiler ışığında, "AK Parti, Kürt sorununu göz ardı ediyor" diyebilir miyiz?