Önce Mehmet Baransu Taraf gazetesinde yazdı; sonra CHP'li Yılmaz Ateş, Star gazetesine açıkladı. Bence çok ilginç bir bilgi. İşadamı İnan Kıraç, Genel Başkanlığı sırasında Deniz Baykal ile görüşmüş, Önder Sav, Mustafa Özyürek ve Onur Öymen'i genel seçimlerde aday göstermemesini söylemiş. Bence işin bu tarafı fazla ilginç değil. Çünkü, CHP'nin statükocu bir konumdan kurtulmasını her sempatizan arzu edebilir. Ama hikâyenin, Kemal Kılıçdaroğlu'yla ilgili kısmına bakmamız lâzım. Yılmaz Ateş'in yalancısıyız... Baykal, 9 Mayıs 2010'da, Genel Başkanlıktan istifa ediyor. 10 Mayıs'ta, Yılmaz Ateş ile Kemal Kılıçdaroğlu, -Kılıçdaroğlu'nun talebi üzerine- bir araya geliyorlar. Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlığa aday olmadığını ve Baykal'ın tekrar geri gelmesi gerektiğini söylüyor. Baykal'ın listeye alması durumunda, Genel Merkez'de çalışma isteğini Ateş'e iletiyor. İşte bu noktada Kılıçdaroğlu'nun sorusu çok ilginç: "Önder Sav, Mustafa Özyürek ve Onur Öymen listenizde var mı?" diyor. Ateş'in "Evet" cevabı üzerine, "O zaman beni listenize almayın" karşılığını veriyor. Gerekçesini de, "Önder Sav ve bu isimlerin olduğu yerde yenileşme gerçekleşemez. Parti de iktidara gelemez" diye açıklıyor.
Neden İnan Kıraç'ın söylediği üç isme, Kemal Kılıçdaroğlu da rezerv koyuyor? Acaba İnan Kıraç'la bir görüşmesi oldu mu? Bu birinci soru. Diğer sorular, CHP Genel Başkanı'nın karakter zaafını sergilemeye yarayabilir.
Neden Yılmaz Ateş'e "Genel Başkanlığa aday değilim" dediniz?
"Önder Sav ile yenileşme olmaz" görüşünü savunup, sonra Önder Sav'la Deniz Baykal'a karşı mücadele vermeyi nasıl içinize sindirdiniz? Ve son olarak...
Önder Sav sayesinde bu koltuğa oturmanıza rağmen, hiç vefa hissi duymadan, onu nasıl böyle kolayca bertaraf ettiniz?
Seçim meydanlarında Kemal Kılıçdaroğlu, "Benim adım Kemal, bana güvenebilirsiniz" dedikçe, o koltuğa nasıl oturduğunu hatırlıyorum... Mazisinde, kuvvetli bir "Brütüs damarı" olan Genel Başkan'a güvenmekte zorlanıyorum.