Bazı MHP'lilerin kasetleri ortaya çıktığı günden beri, herkes "Kim yapmış olabilir?" diye birbirine soruyor. Devlet Bahçeli'ye bakarsanız, o, konuyu çözmüş bile. Hemen Okyanus ötesini işaret etti. Kimileri ise, kaseti, gene hükümete vurmak için bir vesile olarak görüyor. Tabii Tayyip Erdoğan'ın meydan meydan kaset istismarı yapması buna zemin hazırladı. Oysa Deniz Baykal'ın görüntülerinin internete yansıdığı günlerde, bu durumu, siyasetin malzemesi olarak kullanmayacaklarını açıklamışlardı. Seçim arefesinde olsa dahi, Erdoğan'dan benzer bir tavır beklerdik. Ama hayır! Her gittiği vilayette, mutlaka "Eline, beline, diline sahip olacaksın" cümlesini sarf ediyor. Bu sözler, kısmen "Alevi" kimliğini vurguladığı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, kısmen de MHP'lilere... Düşmez kalkmaz bir Allah... Herkesin başına gelebilir. Yarın öbür gün, AK Partililerden de kaset çıkması mümkün. "O takdirde, bir dakika bile partimde tutmam" diyor Tayyip Erdoğan. Bahçeli de ilk başta öyle yaptı. Ama baktı ki, bitmek tükenmek bilmeyen "bir hazine!" söz konusu. Bir yerde "dur" demek ihtiyacını hissetti.
Kasetler ortaya çıkınca, Tayyip Erdoğan, konunun üzerine ciddiyetle gittiğini belirtip, "sorumlular bir an önce yakalansın" diye Başbakan sıfatıyla talimat verseydi, o zaman kimse "AK Partililerin parmağı var mı?" diye düşünmezdi. Bence yok... "Var" diyenler, "Kasetler AK Parti'nin işine yarıyor. MHP baraj altında kalırsa, AK Parti tek başına anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olacaktır" gerekçesine dayanıyor.
Ben bu işi daha ziyade parti içi bir mücadeleye bağlıyorum. Amaç, daha fazla AK Partili milletvekili parlamentoya girsin değil. CHP'den sonra, MHP'yi de şekillendirmek isteyenler mevcut.
Kılıçdaroğlu ile CHP, kısmen de olsa, oy potansiyelini arttırdı. Bahçeli gider, yerine yıpranmamış bir isim gelirse, MHP de büyüyebilir. Bana göre, bazı CHP'lilerle işbirliği yapan odaklar, şimdi de bazı MHP'lilerle birlikte çalışarak, siyaset mühendisliğine soyundular.
"Peki neden seçim öncesi beklenildi de, Kongre öncesinde teşebbüse geçilmedi?" sorusu da haklı olarak soruluyor.
Ben de mukabil bir soru sorayım: Bahçeli'yi devirmek için Kongre öncesi mi daha iyi bir zamanlama teşkil eder, yoksa bir seçim hezimeti mi?
Bence plan şu: Kamuoyu araştırmaları MHP'yi, zaten baraj çizgisinde gösteriyor. Kasetlerin etkisiyle baraj altına düşerse, Bahçeli'den kurtulmak (!) daha kolay olacaktır. Şimdilik yayınlanmayan kasetler, er geç piyasaya çıkacak. Bunun için en münasip zaman bekleniyor. Dikkat ederseniz, kasetleri internete düşen ya da yakında açıklanacağı söylenen kişiler, Genel Başkan yardımcıları, Başkanlık Divanı üyesi, ya da MHP Genel Sekreteri. "Bahçeli'nin seçtiği kişiler Ülkücü ahlâkına uymuyor" mesajı veriliyor.
Son olarak bir başka tahminden de söz edeyim: Devlet Bahçeli, Ülkücüleri sokaktan çekti. Onların hiçbir kavgaya girmemesini sağladı. İddiaya göre, MHP yeniden dizayn edilirken, Barış ve Demokrasi Partisi'yle sokakta çatışmayı körüklemek üzere, daha kavgacı bir kadroya parti teslim edilecek. Bu görüşe, şahsen hiç katılmıyorum. Bana göre, MHP'yi büyütmek peşine düşenlerin ilk hedefi, AK Parti'ye bir alternatif yaratmak.