Eski Dışişleri bakanlarından İsmail Cem'in oğlu Kerim Cem, CHP'den aday adayı. Politikacıların oğullarının babalarının izinden gitmesi güzel bir olay. Maalesef, hiçbir partide demokratik kurallar geçerli olmadığı için, Kerim Cem'e CHP'de yer bulunur mu bilemeyeceğim. Çünkü kararı Genel Merkez veriyor. Haydi, soruyu başka türlü sorayım: "Ergenekon sanıklarından acaba başkalarına yer kalacak mı?"
Keşke Kemal Kılıçdaroğlu, Sedat Ergin'in uyarısını dikkate alsa. Ergin, "Kılıçdaroğlu'nun, henüz yolun başındayken, partisine bariz bir şekilde zarar verecek bu hamleyi yapmadan önce 2, hatta 3 kez düşünmesinde yarar var" diye yazıyor. (Hürriyet-16 Mart 2011)
Ergin, Ergenekon sanıklarının, milletvekili seçilmek suretiyle "dokunulmazlık" kazanacağından da endişe ediyor. Oysa işin bu faslı doğru değil. Anayasanın 83. maddesi, gene anayasanın 14. maddesi kapsamına giren iddialardan dolayı, haklarında soruşturma başlatılanların davalarının sürmesini öngörüyor. Bu durumda, Mustafa Balbay, İlhan Cihaner ya da Hanefi Avcı veya diğer Ergenekon sanıkları, milletvekili seçilseler dahi, yargı süreci devam edecek. Ama işin etik bir yanı var. Üstelik "masumiyet karinesi",söz konusu kişilerin yüzde yüz masum oldukları anlamına gelmediği gibi, çok kritik dönemlerde, bazılarının askerin siyasete müdahalesini teşvik ettiği gerçeğini de ortadan kaldırmaz. Mustafa Balbay'ın günlüklerini unutmak mümkün mü? Ya da İlhan Selçuk'un "Bu defa 9 Mart gibi olmasın" endişesini? "Cumhuriyetimiz tehlikede farkında mısınız?" reklamlarını?
Gerçekten de, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Ergenekon sanıklarına adaylık teklif etmeden önce, 2, hatta 3 kez düşünmesinde yarar var.