Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturmada, "çete lideri" iddiasıyla suçlanan Par Grup Yönetim Kurulu Başkanı Türker Horoz ile CHP milletvekili Şevki Kulkuloğlu'nun bir konuşması teknik takibe takılıyor. Kulkuloğlu, telefonda, Horoz'a, Manavgat'ın CHP'li belediye başkanıyla aralarında geçen konuşmayı aktarıyor:
"Kayseri şirketi dedin miydi, benim tüylerim diken diken oluyor sayın vekilim. Ben bu işten bıktım usandım, dedi. Dedim ki, sen onların hepsini bir tarafa bırak, ben bu arkadaşıma kefilim. Benim akrabam, arkadaşım, aynı zamanda partilimiz. Başkaları, bunlar şucudur, bucudur diyebilir; bana itimat ediyorsan, bana inanmalısın."
Bu konuşma 28 Aralık 2009'da cereyan ediyor. Hemen akabinde, Kulkuloğlu, Horoz'dan bir randevu istiyor: "Yarın ben Kayseri'deyim. Döndüğümde, benim de bir sıkıntım var. Ben de senden fikir alacağım." Ve Horoz cevap veriyor: "Derhal vekilim, derhal."
Şimdi, yolsuzlukların takipçisi Kemal Kılıçdaroğlu'na sormak isterim:
1) Milletvekilinizin şaibeli bir kişi olan Horoz'un CHP'li Manavgat Belediye Başkanlığı'ndan ihale alması için aracılık yapması doğru mu?
2) Onlarca kişiye borcu olan ve karşılıksız çekleri dolayısıyla dosyaları yargıda bekletilen Kulkuloğlu'nun işini hallettiği Horoz'a "Benim bir sıkıntım var. Ben de senden bir fikir alacağım" demesi ne anlama geliyor?