Evvelki günkü grup toplantısına Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye de katılmıştı. Babasına danışmanlık yaptığı gazetelere yansıdı. Referandum öncesi verdiği bir mülâkatta, Erdoğan, kızının, kendisini serbestçe eleştirdiğini de söylemişti. Yüksek makamlara gelen kişilerin hoşuna gitmeyecek cümleler sarf edilmesi o kadar kolay değil ama insanın kızı daha açık sözlü olabiliyor.
Bu uzun girizgâhın bir sebebi var elbette. Tayyip Erdoğan'ın, "Referandumda evet oyu kullanan % 58 eğitimsiz" dedi diye, Tansel Çölaşan'a dava açacağını okudum.
Oysa Çölaşan, istatistiki bir kıyaslama yapmış, "hayır" diyenler arasında eğitimlilerin daha yoğun olduğunu, Tarhan Erdem'in bir araştırmasına dayanarak ifade etmişti. Zaten birçok kamuoyu araştırmasında, eğitim düzeyi arttıkça, CHP'ye oy verenlerin oranının da yükseldiği belirtiliyor. Bu veri, "Cahiller AK Parti'yi destekliyor" anlamına tabii ki gelmez.
İşte Sümeyye Erdoğan'dan ricam bu. Babası, sakın böyle bir dava açmasın.

***İkinci bir husus daha var: Genç olduğu için, İstanbul Teknik Üniversitesi talebelerinin aldıkları ceza, onu yakından ilgilendirir diye düşünüyorum. Bu öğrenciler, Tayyip Erdoğan'ı protesto etmişler,
"Üniversiteler siyasi iktidarın boyunduruğu altına sokulamaz", "İTÜ medrese, rektörlük AKP şubesi değildir" sloganları atmışlar. Sloganların sebebi, üniversitenin açılışına Tayyip Erdoğan'ın davet edilmesi. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet etmişler. Ayrıca, siyasi iktidarın, hâkime müdahale etmesi de imkânsız... Bunları biliyorum ama yasal bir düzenlemeyle, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu kapsamına sokulan bu tarz anlık protestoların cezalandırılmaması pekâlâ sağlanabilir. Aksi takdirde, Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, "AK Parti sadece kendisine demokrat" suçlamasının muhatabı olmaktan kurtulamaz.