Uzun yıllar Fransa'da kalan, şimdi de Haber Türk'te gazetecilik yapan Belkıs Kılıçkaya, çok önemli bir iş başardı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Jean Paul Costa ile bir röportaj yaptı. Konu, AİHM'nin başörtüsü kararı. Türkiye'de, "AİHM kararı var, dolayısıyla başörtüsü yasağı kaldırılamaz" düşüncesini seslendirenlere sık sık rastlıyoruz. Kılıçkaya'nın röportajı, bu iddiaları kökten çürütüyor. Mamafih, Kılıçkaya'nın sorusuna, Costa'nın verdiği ilk cevap, kafaları karıştıracak mahiyette.
Soru: Mahkeme kararına rağmen başörtüsü yasağı kaldırılabilir mi?
Cevap: Türkiye'nin yasağı kaldırabilmesi için, yasal değişikliğe gitmesi lâzım. Mahkeme, kararında, anayasada laiklik ilkesinin bulunmasını temel aldı. Türkiye, türbanı serbest bırakan bir düzenlemeye, anayasada bir değişiklik yapmadığı takdirde gidemez; giderse mahkememizin kararını ihlâl etmiş olur. Mahkeme, kararını, Türkiye devletinin laik karakterini, din ve devlet ilişkilerini hesaba katarak verdi.
Belkıs Kılıçkaya bu noktada kalsaydı, Türkiye'de başörtüsünün önü hepten kapanacaktı. "Türban düşmanları", kendilerine sağlam bir gerekçe bulmuş olacaklardı. Allah'tan, Kılıçkaya sormaya devam etti:
Soru: Laiklik ilkesi, Fransa'da da anayasal bir değer taşıyor. Ama Fransa'da hem özel okullarda, hem de üniversitede dini simge taşıma yasağı yok.
Cevap: Fransa'nın yasama organı, dini simgelerin sadece ilk ve orta dereceli devlet okullarında yasaklanmasına karar verdi; üniversitede geçerli kılmadı. Yasak olmadığı için, bir bireysel başvuru da yapılmadı. Biz sadece başvuruyu değerlendiririz.
Soru: Yani, Fransa'da, anayasadaki laiklik ilkesine rağmen, dini simgenin özgür bırakılması laikliği tartışmaya açık kılmıyor.
Cevap: Hayır, kılmıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, tek bir model sunmuyor. Türkiye'de, anayasadaki laikliği yorumlamak Türk yetkililere, Fransa'daki laikliği yorumlamak da Fransız yetkililere aittir. Türkiye, anayasasındaki laiklik ilkesine dokunmadan bunu yapamaz mı? Tabii bu mümkün olabilir; tartışmaya açık.