Sertab Erener'in "Koparılan çiçekler" şarkısını dinlerken, aklıma medyanın hali geldi. Bazı meslektaşlarımız, sütunlarını kaybettiler, ya da televizyon programlarını. İsimlerini sıralamaya gerek yok; herkes biliyor.
"...Ben yazdım kadere hüznü perişanı / Sonu gelmez, yine de bitemez ümitler / Ama yoksa bahçemin eski şanı / Sebebi koparılan çiçekler."
Bir de yargılanan gazeteciler var. Hasan Cemal'in sütunundan alalım: Taraf gazetesi hakkında halen 285 dava devam ediyor. Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz, 9 haberinden dolayı 79 yıl hapis cezasıyla yargılanmakta. Keza Ertuğrul Mavioğlu. Star gazetesi hakkında 407 dava mevcut. Star gazetesinin muhabiri Bünyamin Demirkan, Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, yazı işleri müdürü İbrahim Sarp, on yıllarca sürecek hapis cezalarıyla karşı karşıya. Zaman gazetesi hakkında ise, 553 dava açılmış. Nedim Şener de haberleri yüzünden mahkeme koridorlarını aşındıran gazetecilerden.
Ben kendimi de bu listeye dahil edebilirim. Benim hakkımda da açılmış 3-5 dava mevcut. Tabii farklı bir konumda olsalar dahi, hâlâ tutuklu olan Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ı da burada hatırlatmakta yarar var. Ben, Hasan Cemal gibi "rezalet ve kepazelik" demeyeceğim. Sertab Erener'den esinlenerek, bu faciayı daha romantik bir şekilde dile getireceğim: "Sonu gelmez, yine de bitemez ümitler / Ama yoksa Bab-ı Âli'nin eski şanı / Sebebi koparılan çiçekler"