Geçtiğimiz Perşembe, TV 8'deki "8. Gün" programında CHP MYK üyesi Prof. Süheyl Batum, tartışmacılardan biriydi ve anayasaya niçin "hayır" dediğini güzel bir şekilde savundu.
"Anayasaya hayır" diyorum, çünkü Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) hâlâ Adalet Bakanı başkanlık ediyor.
"Anayasaya hayır" diyorum, çünkü memura tanınan grevsiz toplu sözleşme hakkı bir aldatmacadan ibaret.
"Anayasaya hayır" diyorum, çünkü YÖK'ün kaldırılması hususu bu düzenlemede yer almıyor.
"Anayasaya hayır" diyorum, çünkü baraj % 10 olarak muhafaza ediliyor.
Süheyl Batum'a sordum ama cevabını alamadım: "Hayır dediğiniz takdirde, mevcut HSYK'ya -üstelik daha geniş yetkilerle- başkanlık yapan Adalet Bakanı, Kurul'dan çıkıyor mu? Ya da memurlar grev hakkı mı kazanıyor? YÖK ortadan mı kalkıyor? Baraj mı düşüyor?"
Anayasaya "hayır" diyenler, mevcuda göre daha geniş özgürlükler getiren bir düzenlemenin önünü kestiklerinin acaba farkındalar mı?
Batum, hükûmetin samimi olmadığına inandığını söyledi. "Gerçekten demokrasi isteselerdi, bu noksanlar giderilirdi" görüşünü savundu. "Samimi olsalardı, Adalet Bakanı'nı, AB'nin talep ettiği gibi, HSYK'dan çıkartırlardı; YÖK'ü kaldırırlardı; barajı indirirlerdi" dedi.
Siyasi iktidarlar, maalesef, parti çıkarlarını önde tutabiliyor. Geçtiğimiz dönemde YÖK'ü kaldırmak isteyen AK Parti, bu defa anayasa paketine bu hususu koymadı. Bu bir eksiklik. Ama 2003'te, YÖK'ün yetkilerini azaltıp, üniversiteleri daha özerk bir yapıya kavuşturmak istediklerinde, çok sayıda öğretim üyesi Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'la gizli bir toplantı yapmış, daha sonra Anıt Kabir'e yürüyerek, "Ordu göreve" pankartı yanında boy göstermişlerdi. O tarihte, "YÖK ele geçiriliyor" diye CHP de buna karşıydı. Peki şimdi ne oldu? YÖK üyeleri, cumhurbaşkanı tarafından atandığı için, hükûmet bu Kurum'da ağırlık kazandı ve zaten bu yüzden anayasa paketinde YÖK yok.
Adalet Bakanı'nın HSYK'da bulunmaması, daha demokratik bir adım olurdu ve tabii ki barajın düşürülmesi. Hatta % 5 ya da % 7 olarak belirlenen baraj, kötü niyetli iktidarların kolayca değiştirmemesi amacıyla anayasaya bile konulabilirdi. Ama yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, "hayır" deyince, daha demokratik düzenlemelerin önü açılmıyor: Ne YÖK kalkıyor, ne baraj düşüyor, ne de Adalet Bakanı Kurul'dan ayrılıyor.
Buna mukabil "Hayır", 12 Eylülcülerden hesap sorulmasın, darbe teşebbüsünde bulunsalar dahi, askerler askeri mahkemede yargılansın, YAŞ ve HSYK kararları yargıya açılmasın, memur maaşlarında yegâne söz sahibi Bakanlar Kurulu olsun, HSYK Ergenekon savcılarına ve hâkimlerine müdahale edip, davaları sulandırsın, Anayasa Mahkemesi, başörtülü kızların üniversiteye girmesini engellemeye devam etsin, partileri zırt pırt kapatsın anlamına geliyor.