Kemal Kılıçdaroğlu, % 30 civarında olan klasik sol oyuna ulaşabilecek mi? Önce, geçmişteki oy yüzdelerini inceleyelim.
1983'te, SODEP seçimlere sokulmamıştı, Halkçı Parti'nin oyu % 30'du. Halkçı Parti'yle SODEP 1985'te birleşti. Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) adını aldı. Ama, Ecevit'in kurduğu DSP de faaliyetine devam ediyordu. 1987'de, SHP % 24.7, DSP % 8.5 oy aldı. O tarihten sonra, DSP'nin oyları sürekli tırmandı. SHP ise geriledi. 1991 seçimlerinde SHP % 20.7, DSP barajı aşarak % 10.7 oldu. Temmuz 1992'de kapatılan siyasi partilerin açılmasına izin verildi. Ve Deniz Baykal CHP genel başkanı oldu. Şubat 1995 Kurultayı'nda, SHP ve CHP, CHP adı altında birleşti. Eylül 1995'te, CHP Olağan Kurultayı'nda Deniz Baykal genel başkan seçildi. 1995 Aralık genel seçimlerinde, barajı kıl payı aştı; DSP'nin arkasında kaldı: DSP % 14.6, CHP % 10.7; 1999 genel seçimlerinde DSP % 22.1, CHP, baraj altı, % 8.7.
Dolayısıyla Baykal'ın partiyi başarılı bir noktaya getirdiğini söylemek mümkün değil. Toparlanma, DSP'nin % 1.2 ile hezimete uğramasından sonra başladı. Ecevit hükûmeti, önemli bir ekonomik krizle son bulmuştu. 2002 seçimlerinde CHP % 19.4 oy aldı. 5 yıllık ana muhalefet görevinden sonra, oy oranı hemen hemen hiç artmadı; 2007'de % 20.8'de kaldı. 2009'daki İl Genel Meclisi seçimlerini dikkate alırsak, CHP o seçimde de ancak % 23'e ulaşabilmişti.
Netice itibariyle, % 30'luk bir kitle, Baykal ile birlikte 7 ilâ 10 puan küçüldü.
Kılıçdaroğlu'ndan beklenen ise, iktidar için bu % 30'luk oranın da üzerine çıkması; sadece kendi tabanından değil, diğerlerinden de oy alması. Bakalım, farklı çevreleri memnun edip, onları kazanacak bir yol haritası belirleyecek mi?