32 yıl sonra, Taksim, 1 Mayıs kutlamalarına açıldı. 1977'deki kanlı saldırıları takiben, 1979'da Sıkıyönetim Komutanlığı, işçilerin meydanda gösteri yapmasını yasaklamıştı. İşçi örgütlerinin mücadelesi ve birkaç yıllık tereddütten sonra, AK Parti'nin de ikna edilmesiyle, nihayet bir tabu yıkıldı.
1977'nin 1 Mayıs'ındaki katliamın, artık Kontrgerilla'nın eseri olduğu konusunda herkes hemfikir. 1977'de olaylar Taksim Meydanı'nın kana bulanmasıyla sınırlı kalmadı. Hadiseler şiddetlenerek birbirini takip etti ve sonuçta 12 Eylül darbesine kadar gelindi.
29 Mayıs 1977'de, Ecevit'e Çiğli'de başarısız bir suikast yapıldı. Kurşun sıyırarak, arkada bulunan Mehmet İsvan'a saplandı. Özel Kuvvetler Komutanlığı'na ait, ABD yapımı Tengas marka bir silâhla ateş edilmişti. Ateş edenin, karakolda görevli bir polis olduğu ortaya çıktı. Bu silâhın en önemli özelliği "zehirli kurşun" atmasıydı. Aynı gün İstanbul'da bombalar patladı. Yeşilköy Hava Meydanı ile Sirkeci Garı'nı hedef alan sabotajlar sonucu 7 yurttaş hayatını kaybetti.
5 Haziran 1977 seçimlerine doğru yol alıyorduk. Ecevit, Taksim'de bir miting yapacaktı (3 Haziran 1977). Demirel, "Dikkat öldürüleceksiniz" diye onu uyardı. Ama bu uyarıya rağmen, on binler Taksim meydanına aktı ve Ecevit belki hayatının en kalabalık mitingini düzenledi.
Ecevit, ortanın solunu temsil eden bir lider sıfatıyla, kitlelerin artan sevgisini kazanıyor ve iktidara doğru yürüyordu. Bugünkü bilgilerimizle şunu kesinlikle söyleyebiliriz: Kontrgerilla, tıpkı İtalya'daki Gladyo'nun yaptığı gibi solun önünü kesmeye çalışıyordu. 12 Eylül 1980'e kadar terör eylemleri tırmandı; cinayetler birbirini takip etti. Sağcı gençler, solcu gençlere karşı kışkırtıldı. Sol eğilimli bazı öğretim üyeleri ve kamuoyu nezdinde ağırlığı olan isimler, (Ankara Savcı Yardımcısı Doğan Öz, Doç. Server Tanilli -ölmedi ama belden aşağısı felç oldu-, Doç. Bedrettin Cömert, Prof. Bedri Karafakioğlu, Prof. Ümit Doğanay, Prof. Cavit Orhan Tütengil, gazeteci Abdi İpekçi ve DİSK Başkanı Kemal Türkler) hedef alındı. Aynı dönemde, Alevi-Sünni çatışması, Kahramanmaraş olaylarıyla doruğa çıktı ve 111 kişi hayatını kaybetti. Ecevit'in iktidarı, terör ve şiddetin zirve yaptığı bir dönem oldu. Nitekim CHP Genel Başkanı, Kahramanmaraş olaylarından sonra (Aralık 1978), 13 ilde sıkıyönetim ilân etmek zorunda kaldı. Sıkıyönetim derde deva olmadığı gibi, büyük ihtimalle Kontrgerilla'nın elini kolunu daha da rahatlattı.