Bahar geldi; herkesin içi kıpır kıpır. İnternette dolaşırken, tam da bu güzel havalara uygun bir "sevda çığlığına" rastladım. Sizinle paylaşmak istedim. "Gitme" diyor şair sevdiğine. Bakın ne kadar içli, ne kadar derinden...
***
"Bir gün tutar bir caneriği, çiçeğini sunar bahara, bir tutam serinlik, bir yürekte buğulanan sıcaklık. Ve konar gözlere bir öpücük gibi kuşların bahar sevinci. Okşar bir annenin parmakları gibi usulca saçlarımızı seher yeli. Bir tutam gün ışığı dolar içimize, bir tutam sevinç çığlığı.
Ne zaman bahar gelse, sevinci yaşar kırlar, dağlar, ovalar, denizler... Aydınlık gelir dört bir tarafa, gürül gürül akar dereler. Bir dağ pınarı gibi hayat kaynar kanımızda; yüreğimizde tomurcuk tomurcuk aşk fışkırır. Alıp götürür duygularımızı dağların ötesine serin serin esen rüzgârlar...
Bu dağların sevda türküsüsün sen, denizlerin mavisi, bulutların beyazı. Ne zaman bahar gelse, yağmur yağmur çiçek açar sesin gökyüzünde. Ben sonbaharın yorgun, yanık türküsüyüm; sarıya çalar rengim; rüzgârlar estikçe savurur yapraklarımı uzak diyarlara. Sen gülüşünde baharın ilk sevincini, gözlerinde göğün uçuk mavisini taşıyorsun. Yaşamak bir su gibi berrak yüzünün aydınlığında; bir köy türküsü gibi hilesiz ve içli.
Ben seni ozanca sevdim türkü bakışlım. Mehtabın güzelliği, yıldızların ışıltısısın sen karlı dağlarda. Umut, aşk ve alın terisin ak alınlarda. Acılar içinde de olsa hayatı çılgınca sevdim. Çılgınca sevdim dağları, denizleri, kuşları, ormanları, umudu, sevinci, güneşi, çocukları. En çok da seni sevdim aşk çiçeğim.
Bu sevdayı alıp gitme benden, alıp gitme buralardan, gözleri türkülü kuşum. İçimdeki baharı öldürüp gitme. Kimsiz, kimsesiz kalır yüreğim. Körpe bir dal gibi koparma sevinçlerimi yüreğimden."