Tayyip Erdoğan, Amerika'ya giderken, Baykal'ın teklifine yaklaşacak gibi görünmüştü. Ama dönüşte, "CHP'nin olayı sulandırdığından" söz etti. Sulandırma iddiasının mesnetlerinden biri olarak, paketten çıkarılması istenilen 3 maddenin, ilgili hükümlerle birlikte, esasında 11 madde olmasını, dolayısıyla paketin kuşa çevrilmesini gösterdi.
Zaten 11 madde, 3 ana başlıkla ilgili düzenlemeleri kapsadığı için, CHP'nin teklifi içinde yer alması doğal değil miydi? HSYK, Anayasa Mahkemesi ve partilerin kapatılması meselesi referanduma gidecekse, tamamlayıcı hükümleri içeren diğerleri de elbette birlikte oylanmalı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP'nin önerisine baştan yanaşmayabilirdi. Ama kabul eder göründükten sonra, yeniden itiraz etmesi, bence doğru olmadı. Madem başbakan Amerika'ya giderken uzlaşma adımını attı, bunun sonunu getirmeliydi. Anayasa değişikliği, iki farklı başlık altında toplanabilir, CHP'nin desteğiyle 367'yi geçeceği anlaşılan hükümler referandumsuz kabul edilir, gerisi ise halka sunulabilirdi. (Başbakan, "Ne malum gizli oylamada 367'yi geçeceği?" diye soruyor. Geçmediği takdirde, halkoyuna gidilmesi kaçınılmaz. Eğer CHP, sadece 3 başlık altındaki düzenlemeler referanduma sunulsun istiyorsa, diğerlerinin 367'yi aşmasına gayret edecektir.)