Hayatta bizi mutlu kılan, düşünce tarzımızdır. Her şeyi kuruntu yapıp, en ufak hadiseleri dahi büyütürsek, her gün koskoca bir dünya başımıza yıkılır. Bin bir sıkıntı içinden, güzel olan olayları ayıklamayı başarmalıyız.
Lotoda bir milyon lira kazanan Ahmet Bey'in karşısına, gözyaşları için bir kadın çıkar. Kızının çok ağır bir hastalığa yakalandığını, 100 bin lira bulamazsa, onu kurtaramayacağını anlatır. Ahmet Bey o kadar etkilenir ki, fazla sorup soruşturmadan bu parayı kadına verir. Konuşmaya şahit olan bir şahıs, kadını gizlice takip eder ve anlattığı hikâyenin doğru olmadığını anlar. Kadın, "kızım ölümcül bir hastalığa yakalandı" derken, yalan söylemiş, resmen Ahmet Bey'i dolandırmıştır. Gider, bunu Ahmet Bey'e nakleder. Ama, muhatabının yüzünde hiçbir üzüntü ifadesine rastlamaz. Aksine, Ahmet Bey, memnun olmuş gibi gülümsemektedir. Merakla sorar:
- Sizi kandırdı bu kadın. 100 bin liranızı dolandırdı, hiç üzülmediniz mi?
- Neden üzüleyim ki! Aksine, ölümcül hastalığa yakalanmış bir kızın olmaması beni sevindirdi.