Bazı meslektaşlarımız, darbeye karışmış askerlerin görevleri sırasında ne büyük kahramanlıklar yaptıklarını sıralayarak, mazeret üretmeye çalışıyor. İbrahim Fırtına, Özden Örnek, Çetin Doğan, Ergin Saygun'un, her birinin, üstün hizmet madalyası varmış; millete yıllarca hizmet etmişler. Bunlar efsane komutanlarmış.
Ben de bir "jenerik senaryo" yazayım istedim. Varsayalım ki, 12 Eylül'ü gerçekleştiren Kenan Evren, Nurettin Ersin, Nejat Tümer, Tahsin Şahinkaya darbeye teşebbüs halinde yakalanmış olsalardı. Balyoz Harekât Planı gibi, Bayrak Harekât Planı bir gazetenin eline geçseydi ve bu kişiler yargı önüne çıkarılsaydı, vatanseverliği tersinden anlayanlar, herhalde onlar için de şöyle yazacaklardı:
Kenan Evren: Kore'de görev yaptı. Genelkurmay 2. Başkanlığı ve Ege Ordu Komutanlığı'nda bulundu. Üstün hizmet madalyası var. Genelkurmay Başkanı; 44 yıl orduya hizmet etti. Evi basıldı; tutuklandı; mahkemede hesap veriyor.
Nurettin Ersin: Kara Kuvvetleri Komutanı. Kıbrıs Barış Harekâtı'na katıldı. Jandarma Genel Komutanlığı, MGK Genel Sekreterliği ve 1. Ordu Komutanlığı yaptı. Üstün cesaret madalyası sahibi. 46 yıl orduya hizmet etti. Evi basıldı; tutuklandı; yargılanıyor.
Nejat Tümer: Deniz Kuvvetleri Komutanı. Donanma Komutanlığı yaptı. Şeref madalyası sahibi. Devlete 39 yıl hizmet etti. Evi basıldı; tutuklandı...
Tahsin Şahinkaya: Hava Kuvvetlerinin "efsane komutanı". Orduya 40 yıl onurla hizmet etti. Evi basıldı; yargı önüne çıkarıldı.
Bir insan, devletine onurla hizmet edebilir. Ama suç işlemiş ise, yargı önünde hesap verip, cezaya da çarptırılır. Kanunlarımızda şöyle bir istisna maddesi mi var: "Devlete 20 yıl ya da daha fazla hizmet edenler, ne yaparlarsa yapsınlar, muhakeme edilemez ve haklarında hüküm tesis edilemez."