Tekel işçilerinin Ankara'da karşılaştığı "orantısız muamele" bir başka ülkede bakan götürürdü. En azından valiye yol görünürdü.
Kendinizi, fabrikaları satıldı diye işlerine son verilen Tekel işçilerinin yerine koyun. Maaş düşüyor, iş garantisi ortadan kalkıyor. Sokaklarda eylem yapıp sesinizi duyurmaya çalışıyorsunuz. Devletten şefkatli bir el uzanmasını beklerken, biber gazı ve tazyikli suyla karşılaşıyor, canınızı kurtarmak için o soğukta havuza atlıyorsunuz.
Ve hayat hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor.
Halbuki Tayyip Erdoğan çıkıp yetkililerden hesap sorsaydı, hatta hesap sorarken medyaya karşı kullandığı "haşin üslûbun" aynısını kullansaydı, insanlar, kendilerini hükümetin şefkatli kollarında hissedip rahatlayacaktı;
Daha seçimlere bir hayli zaman var ama birikimlere dikkat! Damlaya damlaya göl olup, taşmasın.
Meselâ AK Parti iktidarının sağlıktaki başarılı adımları oylarını müspet etkilemişti. Ekonomik kriz dolayısıyla dün verilenler, bugün, büyük ölçüde geri alınıyor: "Özel hastanelerde SGK'lı hastalara ödettirilen yüzde 30'luk fark ücreti yüzde 70'e çıkarıldı. 1 Ocak'tan itibaren SGK'lı hastaların özel hastanelerdeki tedavi masrafları 2.5 kat artıyor Özel hastanede bin liralık bir tedavi gören hasta daha önce 300 lira fark ücreti öderken 1 Ocak'tan itibaren 700 lira ödeyecek."
Devlet hastanelerinde yeniden kuyruklar mı başlayacak? Başlarsa, sandığa yansıyan bir tepki ortaya çıkmayacak mı?