Kerem, kâğıda bir şeyler karalayan anneannesini seyrediyordu. Elindeki kurşun kalemi işaret ederek sordu:
- Ne yapıyorsun? Niçin kurşun kalem kullanıyorsun?
Anneannesi cevap verdi:
- Kurşun kalem deyip geçme, umarım sen de büyüdüğünde bu kurşun kalem gibi olursun.
Kerem, söylenmek istenenleri anlayamamıştı. Soran gözlerle anneannesine bakıyordu.
- Elindeki, benim daha önce gördüğüm kurşun kalemlerle aynı ama...
Anneanne, hayat felsefesi niteliğinde bir konuşmayla cevap verdi:
- Bu tespit, senin nasıl baktığın ile ilgili. Kurşun kalemin 5 önemli özelliği vardır ki, sana, sıkı sıkı onlara tutunmanı tavsiye ederim.
1) Harika şeyler yapabilirsin fakat attığın adımları yönlendiren bir güç olduğunu asla unutma.
Bu, bizim için Allah'ın elidir ve her zaman kendi kudretiyle o bizi yönlendirir.
2) Zaman zaman, ara verip kurşun kalemin ucunu açarım.
Kalem biraz acı çekse de, sonuçta, daha sivri bir uca sahip olur ve daha iyi yazar. Bundan çıkarılacak ders ise şöyle: Bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin; acılar seni daha iyi bir insan yapar.
3) Yanlış bir şey yazdığında, bunu silgi ile silebilirsin. Demek, hatayı düzeltmek kötü bir şey değil. Aksine bizi adalet yolunda tutmaya yarayan bir fırsat.
4) Kurşun kalemin en önemli özelliği, dışı değil, ahşabı değil, içerisinde yer alan kurşunudur.
O yüzden, her zaman kendi içine bakmalı, değerlerini ve ilkelerini korumalısın.
5) Kurşun kalem daima iz bırakır. Sen de, hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve her hareketinin farkında olmalısın.
(Paulo Coelho'dan bu hikâyeyi gönderen Saim Güven'e teşekkürler)