Herhalde, eşitliği sağlamak üzere gerçekleştirilen düzenlemeler, sadece Türkiye'de "eşitliği bozuyor" diye nitelendirilebilir. İşte böyle tepetaklak olmuş bir ülkede yaşıyoruz. Katsayı farkını kaldıran YÖK kararını, "eşitlik bozuluyor" gerekçesi ile durduran Danıştay 8. Dairesi'nin hükmünden söz ediyorum.
Temmuz 2009'a dönelim ve YÖK'ün düzenlemesini hatırlayalım: YÖK, meslek lisesi mezunlarıyla, düz lise mezunlarını eşit muameleye tabi tutmak amacıyla, herkes için 0.15 katsayısını benimsemişti.
İster meslek liseli, ister düz liseli olsun, herkesin Ağırlıklı Orta Öğretim Başarı Puanı, aynı katsayı ile çarpılacaktı. Buna mukabil, meslek lisesi mezunu, kendi alanındaki bir programı tercih ederse, artı puan kazanıyordu: Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı, 0.06 ek katsayı ile çarpılarak bulunan değer, 0.15 katsayısıyla hesaplanan önceki puana ekleniyordu. Sistemdeki değişikliği şöyle özetlemek mümkündü:
1) Eşit başarıya, eşit şans.
2) Meslek lisesi mezunu artık cezalandırılarak kendi alanında bir program seçmeye zorlanmayacak, sadece ilâve puan vermek suretiyle tercihe özendirilecekti.
YÖK eşitlik sağlamıştı. Ama Danıştay diyor ki: "Meslek liseleri düz liselerle farklı statüde, dolayısıyla eşit katsayı uygulaması, aslında eşitsizlik anlamı yaratır." Dedim ya, Türkiye'de kavramlar tepetaklak olmuş!
1999'a kadar, lise mezunları, sınav başarılarına göre üniversiteye yerleştiriliyorlardı; ayrımcılık yapılmıyordu. Mısır'daki sağır sultan bile katsayı eşitsizliğinin, 28 Şubat sürecinde, İmam Hatiplilerin önünü kesmek için getirildiğinin farkında. Ama ne yapalım, "laikliğin sigortası" kurumların kimi üyeleri, 28 Şubat'ı bin yıl yaşatmak üzere direniyorlar.