Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Darbe ve sivil mahkeme

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, basın toplantısında, "Yeni deliller ortaya çıkarsa, yeniden soruşturma açılır ama, albay Dursun Çiçek'i Askeri Mahkeme yargılar" dedi. Oysa, bir gece önce, TBMM'de, anayasal düzene karşı suçlar ile terör ve silâhlı örgüt suçlarını, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görev kapsamına sokan bir yasa değişikliği gerçekleşmişti. Böylece, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın altında (sahte ya da gerçek) imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'in, Başbuğ'un iddiasının aksine, sivil mahkemede yargılanmasının önü açılmıştı.
Anayasaya aykırı olup olmadığı tartışmasına girmeden, düzenlemenin, demokratik ve gerekli bir adım olduğunu söyleyebiliriz. Ortada garip bir çelişki var. Meselâ, evinde bulunan krokiye göre, Zir vadisinde silâhlar ortaya çıkmasına rağmen, Yarbay Mustafa Dönmez, Askeri Mahkeme'de yargılanıyor, askeri cezaevinde kalıyor. Oysa büyük ihtimalle, o silâhlar Ergenekon'la irtibatlı.
Asker-sivil müşterek bir suç söz konusu olduğunda, kanun, davanın sivil mahkemede görülmesine cevaz veriyor ama ya sivillerle irtibatsız bir darbe teşebbüsü, bir eylem hazırlığı mevcutsa, bu olaylara bulaşanlar hususunda askeri mahkeme mi, yoksa sivil mahkeme mi yetkili? Daha açık soralım: Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman da ilk başlarda, Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile birlikte "Sarıkız" darbe hazırlıkları içinde yer almışlardı. Olayı soruşturmak kimin yetkisinde? Bu noktada bir tartışma yaşanıyordu. Gece yarısı yapılan düzenleme, bu sorunu çözdü, sivil mahkemeleri yetkili kıldı.
Deniz Baykal, "12 Eylül yargılansın" diye bir öneri ortaya attı. Ama darbeye teşebbüs edenleri sivil yargının yetki sahasına sokan son değişikliğe, baktım ki, CHP'li grup başkanvekilleri itiraz ediyor. CHP, darbe hazırlıkları yapanların sivil mahkemelerde yargılanmasını istemez mi? Yalnız bir hususu kabul edelim: Böyle bir değişiklik, keşke partiler arası uzlaşmayla gerçekleşseydi. Acaba, CHP'ye güvenilmediği için ve asker-sivil ilişkilerini iyice gerecek tartışmalara sebebiyet vermemek amacıyla mı, "gece yarısı Meclis operasyonu" gerçekleştirildi? Anayasa Mahkemesi'ne başvurulma ihtimalinden söz ediliyor. Bence hiçbir parti buna cesaret edemeyecektir. "Darbecileri sivil mahkeme değil, askeri mahkeme yargılasın" teklifini hangi siyasetçi üstlenebilir? 9 Martçıları yargılayan Askeri Mahkeme'nin, "Ucu, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ve Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler'e uzanıyor" diye, bütün sanıkları beraat ettirdiğini unutmayalım. Demokrat Parti döneminde "9 Subay" hadisesinde, bir başka Askeri Mahkeme, sadece darbeyi ihbar eden Samet Kuşçu'yu mahkûm etmemiş miydi? Sonunda beraat eden darbeciler, 3-5 yıl içinde 27 Mayıs'ı gerçekleştirmediler mi?
CHP'nin yapması gereken, -eğer son düzenlemenin anayasaya aykırı olduğunu düşünüyorsa- Anayasa Mahkemesi'ne iptâl için başvurmak değil, AK Parti ile anlaşarak, Askeri Mahkemelerin görev sahasını daraltmak üzere anayasanın 145. maddesini değiştirmektir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA