Suudi Arabistan Kralı ya da Mısır Devlet Başkanı suskun kalırken, Suriye'nin de sesi çıkmazken, Türkiye Başbakanı'nın celâllenmesini anlamayanlara, aradaki rejim farkını hatırlatmak isteriz.
- Araplar bile kendi davalarını savunmuyor! Bize ne oluyor?
Demokratik bir ülkede, lider, elbette halkın sesine tercüman olacaktır. Otoriter bir yönetimde ise, iktidar sahipleri, yığınların hissiyatına kulak asmaz; şahsi çıkarları ve dengeler ön plana geçer.
Halk yığınlarının talebinden söz ederken, ister istemez Baykal'ın çarşaf açılımı, CHP'nin Kocaeli Başkan adayı Sefa Sirmen'in her mahalleye Kur'an kursu vaadi ve İstanbul Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İsmail Ağa cemaati ile kucaklaşma talebi hatırımıza geldi. Demokrasilerde, halkın değerleri ya da sorunları siyasi talebe dönüşüyor; buna kulak asmayan partiler ise sandığa gömülüyor. Ve sonunda, er ya da geç, halkın dediği oluyor.