Ankara 15. İdare Mahkemesi'nin, Prof. Mehmet Füzün'ün rektör olarak atanmasını durduran kararı, İstanbul Üniversitesi rektör adaylarından Prof. Ali Akyüz 'ün de konumunu zayıflattı. Zira Ali Akyüz de, Mehmet Füzün gibi kısmi statüdeydi. Aslında, Ankara 15. İdare Mahkemesi'nin atamayı durdurmasının sebebi, kısmi statü değildi; basına böyle yansıdı. Sakat bir işlem gerçekleşmişti. Mehmet Füzün, atanır atanmaz, 6 Ağustos 2008'de, YÖK'e müracaat edip, tam gün statüsüne geçmek istemişti. Ama Yürütme Kurulu, ancak 3 Eylül'de toplanarak bu konuyu karara bağladı ve geriye doğru bir işlem yaptı. Şunu bilelim ki, hiçbir doktor, rektör seçilme ihtimali üzerine, evvelce muayenehanesini kapatıp, tam güne geçmez.
Zihinlerde kargaşa yaratması bir yana, Ankara 15. İdare Mahkemesi'nin kararı, açıkça anayasanın 105. maddesinin ihlâli mahiyetindeydi. Bu maddeye göre, Cumhurbaşkanı'nın tek başına aldığı kararlar yargı denetimine tâbi değil. İdare Mahkemesi, herhalde, üniversite ve YÖK'teki seçimleri de göz önüne alarak, bu atamanın, cumhurbaşkanının tek başına aldığı bir karar olmadığını düşündü. Ama, 105. madde, tek başına kararın da anlamını açıklıyor. Başbakan ve ilgili bakanın imzalamadığı her karar, cumhurbaşkanının tek başına aldığı karar sayılıyor.