Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Feriye'de eski dostlar buluştu

Tekfen'in ortaklarından ve TÜSİAD'ın 12 kurucusundan biri, Feyyaz Berker, kendisinin işbaşında olduğu 1970*1980 dönemine ait anıları bir kitap haline getirdi. Hatıralarıyla kitabın oluşmasına katkıda bulunanları da, dün Feriye Lokantası'nda, öğle yemeğinde ağırladı. Eski dostlar, hepsi bir aradaydı. Başta Süleyman Demirel olmak üzere, dönemin Maliye Bakanları Sümer Oral, Kaya Erdem, Besim Üstünel, Ziya Müezzinoğlu, İsmet Sezgin; iş dünyasının duayenleri Asım Kocabıyık, Şarık Tara, Nihat Gökyiğit, Selçur Yaşar, Can Kıraç, İnan Kıraç, Kamil Yazıcı... ve daha gençler, Ömer Dinçkök, Rona Yırcalı, Bülent Eczacıbaşı, Erkut Yüceoğlu, Arzuhan Yalçındağ; bazı gazeteciler: Necati Zincirkıran, Osman Ulagay ve bir devre damgasını vurmuş isimler, Emre Gönensay, Recai Kutan, Nevzat Yalçıntaş, Erdoğan Alkin, İlhan Kesici, Orhan Keçeli.
Hem yemek, hem sohbet lezzetliydi. Mönüde, zeytinyağlı mevsim sebzeleri, ızgara somon ya da fırında sebzeli sığır dilimleri, sakızlı çikolatalı parfe vardı. Herkes, bir yandan yedi, bir yandan anılarını dile getirdi. İster istemez, söz siyasete kadar uzandı. Besim Üstünel oradayken "köprüye hayır" dediğini kim unutabilirdi? Veyahut, siyasetin gündemine bomba gibi düşen, yokluklardan ve kuyruklardan yakınan meşhur TÜSİAD ilânlarını? Bu vesileyle, söz konusu ilânları Memduh Yaşa, Nevzat Yalçıntaş ve Emre Gönensay'dan oluşan 3'lü ekibin hazırladığını, sekretarya görevini ise Güngör Uras'ın üstlendiğini öğrenmiş olduk.
Lâf döndü dolaştı, Demirel'in o çok bilinen "70 cent'e muhtacız" sözüne de geldi. Aslında Demirel, "70 cent'e muhtacız" dememişti ama, daha sonra konuşmasını yaparken de vurguladığı gibi "Galatı meşhur, lügatı meşrudan önemlidir" (Meşhur olmuş yanlış, doğru olanın önünden gelir) O tarihte, bir varil petrol, 1.9 dolardan, 10 dolara, 20 dolara, 38 dolara kadar çıkmıştı. Kıbrıs'a müdahaleyi kınamak üzere, Avrupa ve ABD ambargo uyguluyorlardı. İhracatımız ancak petrol ihtiyacını karşılayabiliyordu. Demirel, "Ülke 70 cent'e muhtaç olsa dahi, biz vatandaşlarımızı hacca gönderecek parayı buluruz" demişti.

***
Toplantının sonunda, söz sırası Demirel'e geldi. 70'li yılların Türkiye'sine doğru bir ufuk turu yaptık. Birkaç satırbaşıyla ve Demirel'in sözleriyle, o günlerin ekonomik tablosunu yansıtmak isterim. "1971 Nisan'ında TÜSİAD kuruldu. 1970'de, nüfusumuz 35 milyon. Fert başına düşen gayri safi milli hasıla 366 dolar. Okumayazma oranı % 56; 20 milyon kişi tarımla uğraşıyor."
Yani Türkiye bir türlü kanatlanamamış. Sanayileşmesi lâzım. O şartlarda, Demirel, neler yapıldığını anlatıyor: "Köprü için 75 milyon dolar; çevre yollarıyla birlikte 250 milyon dolar eder; Şubat 1970'de temelini atabildik. Fırat üzerinde Keban Barajı'nı inşa ediyoruz; 300 milyon dolar lâzım. 1968'de Tuzla'da tersaneyi kurduk. 1967'de Bursa'da Türkiye'nin ilk otomotiv fabrikasına başladık. Bir taraftan İskenderun Demir Çelik, bir taraftan Seydişehir Alüminyum fabrikaları inşa ediliyor. Sovyetler Birliği'ndeki "Detant" (yumuşama) havasından en fazla biz yararlandık. Rusya'dan 5 büyük tesis alıp, bedelini limon, portakal, domatesle ödedik."

***
Demirel'i çok özlemiştim; salonda bulunanların pek çoğu da benim gibiydi. Ve o, çok formundaydı. Tıpkı eski günlerdeki gibi... Düşündüm, keşke, mevcut hükûmet Demirel'in tecrübelerinden yararlansa, Tayyip Erdoğan, zaman zaman onunla bir araya gelse. Bunun için Demirel'i sevmesi de gerekmiyor. "Siyasetin okulu yoktur; okulu, tecrübedir" sözünden ilham alsa yeter.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA