Binnaz Toprak'ın "Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler" başlıklı araştırması, dindar ve muhafazakâr çevrelerin bazı hoşgörüsüz tavırlarını ortaya koyduğu için, eleştiriliyor. Oysa, 2006'da, TESEV'in yayınları arasında çıkan "Değişen Türkiye'de Din, Toplum ve Siyaset" başlıklı araştırmada da benzer bulgular elde edilmişti. Ama o tarihte, çalışmanın, başörtüsü ile ilgili bölümü daha ziyade ön plana çıkmış, " toleranstoleranssızlık " konularına ilişkin sonuçlar ise arka planda kalmıştı. Bu araştırmayı da Binnaz Toprak, -Ali Çarkoğlu'yla birlikte-gerçekleştirmişti. Söz konusu araştırma, Türkiye genelinde farklı olana karşı müsamahasızlığı vurguluyor, üstelik, AKP, MHP ve BBP seçmenlerinin, ülke geneline göre daha az toleranslı olduğunu da belirtiyordu. Buna mukabil, ortanın solunda yer alan parti seçmenleri, ülke geneline göre, daha yüksek oranda hoşgörülü" bulunmuştu. Ayrıca, "laik-İslâmcı " ekseninde, laik kesim "toleransı yüksek" görünürken, İslamcı kesimde tolerans, ülke genelinden daha düşük çıkmıştı.
Dediğim gibi o tarihte kimse bu sonuçların üzerinde durmadı. Çünkü, Türkiye genelindeki müsamahasızlık, tek bir partiyle (AK Parti) ve bir cemaatle (Fethullah Gülen hareketi) ilişkilendirilmemişti. 1999'da gerçekleştirilen ve benzer sorular sorulan anketle mukayese edildiğinde ise, hoşgörüsüzlüğün artmadığı, aksine azaldığı vurgulanmıştı.
***
Bugün, Binnaz Toprak'ın araştırmasına tepki gelmesinin sebebi, AK Partili belediyelerin içki yasağını yaygınlaştırdığı ya da Fethullah Gülen hareketinin Anadolu'da baskıcı bir cemaat olduğu şeklindeki ifadelerdir. Bence, bu bulguları reddetmeden önce, iddiaların doğruluğu tek tek tahkik edilmeli, Kayseri, Konya, Denizli gibi araştırmada ismi geçen AK Partili belediyelerde, özellikle içkili mekânlara karşı dışlayıcı bir tavır olup olmadığı belirlenmeli. Fethullah Gülen cemaatinin ise, daha derinlemesine araştırılmasının, diyaloga açık bu hareketin modernleştirici rolünün göz ardı edilmemesinin de önemine işaret etmek isteriz.