Adalet Bakanı Sadullah Ergin, son derece çalışkan, becerikli ve pratik bir siyaset adamıdır. Bu vasıflarıyla Erdoğan Hükûmeti için bir şanstır. Cemil Çiçek'ten beri süre gelen yargı reformu sürecini devam ettirmiş ve birbiri ardından çıkardığı yargı paketleriyle, kararlarına müdahale etmeden Türkiye'deki yargının fevkalâde hantal ve köhnemiş yapısını hareketlendirmeyi başarmıştır. Ancak, bugüne kadar yapılanların yeterli olmadığını da belirtmek isterim.
'4. Yargı Paketi' ismi verilen son yargı değişikliklerini incelerken muhalefetin 'Dağ fare doğurdu' iddialarını yersiz ve isabetsiz bulduğumu altını çizerek belirtmek istiyorum. Dağ fare değil, düşünce ve düşünceyi ifade hürriyeti doğurdu; demokrasi doğurdu. Terörle mücadelenin en civcivli safhasında, mücadele imkânlarının bir kısmından vazgeçmek için mangal gibi yürek ister...
Esasen, 2003'ten sonra çıkarılan bütün yargı reform paketleri, evvelâ halkımızın ve demokrasimizin ihtiyaçlarını karşılamak, daha sonra AİHM ve AB standartlarına ulaşmak için hazırlanmıştır.
***
Son yargı paketinden
CHP'nin hoşlanmamasının sebebi,
Ergenekon ve darbe sanıklarının tahliyesine dair bir hüküm ihtiva etmemesi;
BDP'nin hoşnutsuzluğunun sebebi ise, beklediklerinin aksine
KCK terör örgütünde terör eylemlerinde bulunan sanıkların tahliye edilmemesidir.
Başlangıçtan beri milletvekili seçilmiş tutukluların ve özellikle
Prof. Dr. Mehmet Haberal,
Mustafa Balbay ve
Engin Alan'ın, yani
PKK-KCK gibi terör ve şiddet saldırıları ile ilgisi bulunmayanların tahliyesinden yana olduğumu yazıyorum. Ancak, görüşme süreci gerekçe gösterilerek açıkça terör ve şiddet eylemi sanığı
KCK'lıların tahliyesi fevkalâde mahzurludur.
Kıymetli hukukçu-yazar
Gültekin Avcı'nın değerlendirmelerinden de faydalanarak;
Terörle Mücadele Kanunu'nun 6. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişikliğin terör örgütlerinin propaganda ve tahribatına yol açacağını düşünüyorum. Gene
Türk Ceza Kanunu'nun 215. maddesindeki
'suçu ve suçluyu övme' ve
'örgütün propagandasını yapma'nın fiilen suç olmaktan çıkarılmasının isabetli olmadığı görüşündeyim. Bu değişiklikler uygulamada büyük sıkıntılara sebebiyet verecektir.
Diğer taraftan,
Gültekin Avcı'nın teklif ettiği gibi, zaman aşımı süresi sadece işkence suçunda değil, terör ve darbe suçlarında da kaldırılmalıdır. Terör ve darbe suçlarının, insanın temel hak ve hürriyetlerine daha fazla zarar verdiği unutulmamalıdır.
***
Bu saydıklarım haricinde, insan hakları ve ifade özgürlüğü bakımından da usul kanunları ve diğer kanunlar bakımından da yapılan düzenlemeler son derece olumludur.
Lâkin on yıldan beri yazıp söylediğimiz gibi, yargı erkini ve adalet mekanizmasını kökünden radikal şekilde değiştiren yepyeni bir
'Yargı Reformu'na ihtiyaç vardır.
'Yeni Yargı Reformu'nda yargı ve yargılama algısıyla birlikte yargı sisteminin işleyişi tamamen değiştirilmeli; bunun yerine adaletin kısa sürede tecellî edebileceği yeni bir yapı, mekanizma ve yöntem inşa edilmelidir.