Rahmetli Adnan Kahveci, istihbarat elektroniği uzmanıydı. Bir gün kendisine dinlenilme ihtimalinin nasıl sıfıra indirilebileceğini sormuştum. Her tarafı kalın kurşun tabakalarla kaplı ve içinde hiçbir şey olmayan bir odada çırılçıplak konuşursanız dinleme yapılamaz demişti. Bu arada, daha önce tomografi yaptırarak vücudunuzda yabancı bir madde olup olmadığına da baktırmalısınız diye anlatmıştı gülerek...
Başbakanlık Müsteşarlığım sırasında, istihbarat uzmanlarını getirterek Başbakan Özal'ın makamında ve kendi odamda arama yaptırırdım. Bu arama, basit âletlerle düğme büyüklüğündeki 'böcek' denilen dinleme cihazlarının bulunmasına yönelik olurdu. Ayrıca, telefonları söküp gene bu çeşit cihazlar ararlardı.
Merhum Özal, bana çok gizli, 'devlet sırrı' mahiyetinde bir şey söyleyeceği zaman, Başbakanlık Konutu'nun bahçesine çıkardık. Uzaktan okumayı engellemek için ağzını kapatarak konuşurdu. Merhum Ecevit, kontrgerillanın kendisini dinlettiğinden emindi. Merhum Erbakan ise, odasında bir radyo bulundurur ve gizli bir şey konuşacağı zaman radyoyu açık tutardı. Düşünebiliyor musunuz? FM bandında yayınlanan bir metal müziği ve Erbakan Hoca...
***
Elektronik teknolojisinin hızla gelişmesi sayesinde, ilâ maşallah çok
'şeffaf' bir hayatımız var. Sanki hep beraber kocaman bir
'telekulak' içinde yaşıyor gibiyiz.
Dan Brown'ın
'Dijital Kale'sindeki yazılanlar doğru; süper kabadayı
ABD, bütün dünyayı uydular vasıtasıyla gözlediği gibi, en ayrıntılı şekilde dinliyor da...
Neyse, biz de
Göktürk uydumuzu -
ODTÜ'deki marksist görünüşlü faşist zorbaların şiddet eylemleri arasında- göndererek izleyenler kervanına katılabildik.
Artık dinleme, eskiden olduğu gibi sadece dinlenilen yere veya telefonlara yerleştirilen cihazlarla olmuyor. Oturduğunuz yerdeki camın titreşiminden, üzerinizdeki elbiseye yerleştirilmiş kılcal cihazlardan ya da atmosferde dolaşan her türlü sesten de yapılabiliyor. Ne telefona konulan karıştırıcılar, ne de internet haberleşmesi dinleme dışında kalabiliyor.
***
Başbakan Erdoğan'ın çalışma ofisinde bulunan dinleme aygıtı doğrusu beni hiç şaşırtmadı. Zira
Başbakan Erdoğan,
Türkiye'nin lideri ve dünyanın en etkili devlet adamlarından biridir.
AK Parti döneminde süratle önemi artan ve küresel bir aktör hâline gelen
Türkiye'nin
Başbakanı, elbette en fazla dinlenilmek istenen bir kişi hüviyetindedir.
Askerî vesayet döneminde, özellikle darbeciler ve derin devlet diye bilinen gizli güçler rahatlıkla dinleme yapabiliyor ve insanımızı çeşitli tavsiflerle fişleyebiliyordu. Özellikle son beş yıllık dönemde, çeteciler ve darbecilerle çok etkili bir mücadele gerçekleştirildi. Lâkin,
Başbakan'ın dediği gibi, henüz derin devlet örgütlerinin tam olarak sıfırlanmadığı anlaşılıyor. Diğer taraftan,
GES biriminin
MİT'e bağlanması ve
JİTEM'in kaldırılması, askerin ana millî savunma görevi dışındaki istihbarat faaliyetlerini sonlandırmıştır.
Hâlen, istihbarat hizmetleri,
MİT ve
Emniyet tarafından yürütülmektedir. Bu konuda
'istihbarat koordinasyonu' da sağlanmak üzeredir.
Dinlenmeyi önlemek için öncelikle istihbarat birimleri arasındaki hizipleşme ve farklılıklara son verilmeli; yabancı istihbarat servislerinin faaliyetleri konusunda tedbir alınmalı ve
Cumhurbaşkanı,
Başbakan gibi önde gelen devlet adamlarının dinlenme ihtimalini azaltacak perdeleme teknikleri uygulanmalıdır.