Geçen günkü 'Anayasa Köşesi'nde, Anayasa'nın ihtilâflara kaynak teşkil edecek 'Başlangıç İlkeleri'nin tamamen kaldırılabileceğini veya kısaltılarak ana metnin dışına çıkarılabileceğini anlatmıştım.
Yeni Anayasa'nın 'Başlangıç' kısmına, tarihî gerekçe ve bağlantı teşkil edecek şekilde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ü minnetle anan bir ibare ile Anayasa'nın Türk Milleti'ne ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına aidiyetini belirten bir ifade konulması yeterli olacaktır.
Bu 'Başlangıç' ve 'Genel Esaslar' bölümlerinde, hiçbir şekilde 'Türkiyelilik' veya 'Türkiye Milleti' gibi, akla, mantığa ve bilime aykırı uydurma deyimler kullanılmamalıdır. 'Vatan' toprakları üzerinde yaşayan ve müşterek 'siyasî kimlik' sahibi insanları sadece coğrafyaya bağlı şekilde ifade etmek kadar büyük bir hamakat düşünülemez.
***
1982 Anayasası'nın,
'değiştirilemeyecek hükümler' başlığı altında düzenlenen 4. maddesi, tam bir mantıksızlık örneğidir.
TBMM'de yapılan bir araştırmaya göre, buna benzer hükümler dünyada sadece 5 ülkenin anayasasında yer almaktadır. Aslında, önce bu maddenin değiştirilmesinden sonra ilk üç maddedeki hükümlerin değiştirilmesi kolayca mümkün olabilecektir. Bu itibarla,
Yeni Anayasa'nın bu saçmalıktan kurtarılması lâzımdır.
Bizce
'Genel Esaslar' şu şekilde düzenlenmelidir:
'
I. Devletin Şekli
MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir'. Bu ilk madde konusunda bir anlaşmazlık çıkacağını sanmıyoruz.
'II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.'
Bu maddenin tanziminde,
'Atatürk milliyetçiliğine bağlı' ile
'başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan' ibareleri çıkarılmıştır.
'Atatürk', başlangıçta zaten yâd edilmektedir.
'Temel İlkeler' ise
Genel Esaslar içinde yer almaktadır. Aslında
'sosyal devlet' deyimi de demode ve eleştirilen bir deyimdir; metinden çıkarılması ya da değişik ifade edilmesi düşünülebilir.
Bu niteliklerin tespitinde, ideolojik ve mesnetsiz bir niteleme olan
'Atatürk Milliyetçiliği' ifadesi tartışmaya sebep olabilecektir.
'III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Resmî Dili Türkçedir. Bu maddede,
Başbakan'ın devamlı olarak tekrarladığı
'Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak' vurgusu vardır. Bundan hiçbir şekilde tâviz verilemez.
'Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı 'İstiklâl Marşı'dır.
Başkenti Ankara'dır.'
Bu maddedeki hükümler konusunda milletin çok büyük çoğunluğu ittifak hâlindedir.
Hiçbir hükmü değiştirilemez.
***
Anayasa'nın
'Genel Esaslar'ı arasında,
'Türk' ve
'Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı' haricinde, hiçbir kişi ve zümreye ayrı
'siyasî kimlik' verecek bir ifade kullanılamaz. Ayrıca, ikinci bir
'etnik kimlik' de zikredilemez. Zaten,
'Türk/Türk Milleti' ibareleri de bir etnik kimliği değil, bütün toplumu içine alan bir
'üst kimliği' ifade etmektedir.
Kaleme aldığımız bu
'Genel Esaslar' konusunda,
AK Parti,
CHP ve
MHP'nin rahatlıkla mutabakata varabilmesi gerekir.
BDP ise, eğer gerçekçi davranırsa bu mutabakata iştirak edebilmelidir.