Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN CELAL GÜZEL

Cumhurbaşkanı'nın konuşması

Cumhurbaşkanı Gül, TBMM'nin yeni yasama yılının açılışında tarihî bir konuşma yaptı. Konuşmasında, yargıdan ekonomiye ve dış politikaya kadar her konuda önemli noktalara temas eden Gül'ün, özellikle Yeni Anayasa konusundaki belirleyicive aydınlatıcı ifadeleri, yeni anayasa çalışmalarına ışık tutacak boyutta son derece önemli tespitler oldu.
Anayasa'nın ilkelerinden bahsederken Gül, 'Devletin birliği ve bölünmez bütünlüğü, temel siyasî hedefimiz ve tartışmaya açık olmayan ilkemizdir' dedi. Ayrıca, 'Cumhuriyet'in temel ilkelerinden tâviz vermeyen bir anayasa' tarifiyle Cumhurbaşkanı Gül, bir bakıma kendi 'kırmızı çizgileri'ni belirtmiş oldu.
Cumhurbaşkanı
'nın Yeni Anayasa için söylediklerine iştirak ediyoruz. Yalnız bazı ifadelerinin derinden tahliline ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.

***
Cumhurbaşkanı, 'Yeni Anayasa hiçbir özel fikrin, partinin, ideolojinin mührünü taşımamalıdır. Anayasanın taşıması gereken tek mühür milletimizin mührü olmalıdır' diyor. 'Türkiyelilik' bir millet tavsifi olmadığına ve 'Türkiye Milleti' gibi gülünç bir tâbir bulunmadığına göre, herhalde Cumhurbaşkanımızın Anayasa'nın taşıması gereken tek mühürden kastettiği milletimiz 'Türk Milleti'dir. Bunun etnik bir nitelendirme olmadığı ve sadece bir 'üst kimliği' ifade ettiği bilinen bir gerçektir.
Zaten Cumhurbaşkanı da bir hayli uzun olan konuşmasında, yer yer 'Türk' tavsifinde bulunmuş; 'sadece AB halkları değil Türk halkı', 'Kıbrıs müzakeresinde Türk tarafı', 'Türk milletinin Arap halkının yanında olduğu' ve defaatle 'Türk ekonomisi' gibi ifadeleri haklı olarak kullanmıştır.
Cumhurbaşkanı konuşmasında, 'Çare, ideolojik ve etnik odaklı bir dille çatallaşmaya gitmeden, demokratik gelişim yolunda adımlar atmaktır' diyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün önceki ifadesinden ve bu söylediklerinden kastı, 1982 Anayasası'nın 'Başlangıç İlkeleri'nde edebiyatı yapılan ve 'Cumhuriyet'in nitelikleri' maddesinde zikredilen, ne olduğu tam olarak belli olmayan 'Atatürkçülük' (Kemalizm) ise bunu anlayabiliriz.
Gene, mevcut anayasanın 66. maddesinde olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı'nı tarif ederken 'Herkes Türk'tür' denilmeyebilir. Lâkin, 'Türk Milleti' deyimini kullanmak, aslâ ideolojik ve etnik odaklı bir dille çatallaşmaya gitmek değildir.
***
Anayasal vatandaşlığın mübalağası, ortaya ruhsuz ve kimliksiz bir anayasa getirir. Bir anayasa okununca, en azından hangi milletin anayasası olduğunun anlaşılması lâzımdır. Her 'Türk' ve 'Türk Milleti' gördüğümüz yerde üstünü çarpılarsanız, yeni anayasa, Cumhurbaşkanı'nın dilediği gibi milletin mührünü taşıyamaz.
Başbakan Erdoğan
, daima çok hoşlandığımız bir slogan kullanıyor: 'Tek Millet, Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Devlet'... İşte anayasası yapılacak olan Türkiye budur. Başbakan Erdoğan'ın, bu ilkelerin Yeni Anayasa'da yer almasını istemesi tabiîdir.
Bu slogandaki 'Tek Millet', bizim milletimiz, yani Türkü, Kürdü, Arabı ile üst kimliğimizi teşkil eden 'Türk Milleti'dir
Herhalde, 'Türkiyelilik' saçmalığından sonra, kendimize 'Türkiye Milleti' diyerek dünyayı güldürmeyiz ve aslını inkâr eden haramzâdelerden olmayız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA