Türkiye'deki üniversiteler yükseköğretimdeki küreselleşmeden henüz pay alma noktasına gelemedi. Global vizyona sahip olarak kurulacak üniversitelerin, yurtdışından öğrenci çekecek bir stratejiye de ihtiyacı var. Bugün yükseköğretimde lider olan ülkeler, Export Education yani öğrenci ihraç edebilen ülkeler oluyor.
Yükseköğretim pazarı
72 milyonluk Türkiye'de 10 bin adedi birkaç devlet üniversitesinde olmak üzere sadece 25 bin civarında yabancı öğrenci varken, Malta'da 120 bin, Malezya'da 100 bine ulaşılmış. Global yükseköğretimin en önemli ülkelerinden ABD'de 575 bin, İngiltere'de 350 bin ve Avustralya'da 295 bin yabancı öğrenci bulunuyor. Son yıllarda Almanya ve Fransa ikinci kategoride en çok yabancı öğrenci çeken iki Avrupa ülkesi. Üstelik üniversite öğretimi yabancı öğrenciler için ücretsiz olmasına rağmen, İngilizce dezavantajından dolayı, 2010 verilerine göre, bu iki ülkenin toplamı sadece 268 bin öğrenci. Küreselleşen ve her geçen gün kârlı bir sektör olma yönünde ilerleyen yükseköğretimden pay almak için üniversite sektörüne odaklanan İrlanda, Kanada, Yeni Zelanda, Çin, Malezya, Dubai, Singapur gibi ülkelerde de 650 bine yakın öğrenci eğitim görüyor.
Esas itibariyle Global Yüksek öğretim pazarında Çin ve Hindistanlı öğrencilerin bariz üstünlüğü gözlemleniyor. 2010 itibariyle 350 bin Çinli öğrenci yurtdışında okumakta ve bu sayının gelecek yirmi yılda 645 bine çıkması bekleniyor. Benzer şekilde bir artış da Hintli öğrencilerde görülüyor. 2010'da Hindistan dışında, 130 bin Hintli öğrenci okumakta. Bu sayının 2025'te 300 bine çıkması bekleniyor. Gelecek 20 yılda 127 bin öğrenci ile G.Kore'nin üçüncü sırada yer alması, Fas'ın 106 bin ve Türkiye'nin 104 bin öğrenci ile bu ülkeleri takip etmesi bekleniyor.
UNESCO raporuna göre
Dünyada 132 milyon yükseköğretim öğrencisi söz konusu. Bu sayının 2025'e doğru yüzde 50 artacağı tahmin ediliyor. Bugün global bazda 2 milyon 700 bin yükseköğretim öğrencisi ülkesi dışında eğitim alıyor. Bu sayının 2025'te 7 milyona ulaşması bekleniyor. Öğrenci mobilitesinin her geçen gün artacağı ve öğrencilerin bir ülkede sabit bir binada ve aynı öğretim kadrosu yerine çok uluslu, çok kültürlü, çok hareketli öğretim üyesi ve esnek modül programlarla okuyacağı öngörülüyor.
Asya, Ortadoğu ülkeleri, Hindistan, Çin ve Afrika ülkeleriyle birlikte yurtdışına öğrenci göndermede başı çekiyor. Ülkemize de lokasyon olarak nispeten yakın olan bu ülkeler, global yükseköğretime olan talebin yüzde 70'ini oluşturuyor. Bu oranın üzerine Rusya, D.Avrupa ülkeleri ile Kafkaslar'ı dahil edersek, ülkemizde üniversitelerin global kimlikle yeniden konumlanması, geleceği iyi yönetmesi ve uluslararası pazardan pay alması için fırsatlar bölgesinde yer aldığı bir gerçek. Bence, bu pazardan pay almayı hedefleyen bir yükseköğretim stratejisi, gerek makro (Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK), gerekse mikro yani Türk üniversiteleri düzeyinde mevcut değil. Gelecek 5 yılda yabancı öğrenci sayısını 100 bin olacak şekilde planlamalıyız. Bu durumda yabancı öğrencilerin ekonomimize katkısının, 3 milyon dolar dolaylarında olabileceğini tahmin edebiliyorum.