Medya okuryazarlığı terimi İngilizce "media literacy" sözcüğünden dilimize çevrildi. Bu kavram, yazılı ve yazılı olmayan, büyük çeşitlilik gösteren formatlardaki mesajlara ulaşma, bunları çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği olarak tanımlanıyor. Günümüzde medya okuryazarlığı dendiğinde, daha çok medyayı çözümleyebilme becerisi üzerinde duruluyor. Çünkü medya; gazete, kitap, dergi, TV, video, sinema, internet, cep telefonu gibi birçok aracı içeriyor. Bunların da günümüzde yaygınlığı herkesçe kabul ediliyor. Ancak diğer yandan, medyanın kişi ve toplumlar üzerinde etkinliğinin boyutu konusu da tartışılıyor.
Bence esas sorun, medyada verilen mesajların kişi ve toplumları hangi ölçüde etkilediği. Medya okuryazarlığındaki amaç ise; medya mesajlarının doğru algılanması. Kısacası medya okuryazarlığı, kaynağı her ne olursa olsun, bilgiyi değerlendirip, onu yerinde kullanabilen bireyler yetiştirmeyi hedefliyor.
Okuryazarlık önemli bir iş
Kitle iletişim araçlarının gelişimine paralel olarak iletişim kanallarının çeşitlenmesi, doğru bilgiye nasıl ulaşılacağına dair sorunları da oluşturuyor. Elektronik medyanın teknolojiden aldığı destekle kullanıma sunduğu kanalların çeşitliliği, her yaştaki insanmızı kendine çeken bir cazibe merkezi oluşturuyor. Bu yoğun bilgi bombardımanı altında, özellikle çocuklarımız, sunulanı bilinçsizce alıyor ve o oranda da etkileniyor. Çeşitli yayınlar evimizin içine kadar gelerek, insanlarımızın etkiye açık birer alıcıya dönüşmesine neden oluyor.
Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde TV izlenme oranı günde ortalama 4-5 saat. Bir kişi yılın %19'unda TV izliyor. Çocukların ekranda izlediğini, "gerçeklik" ve "kurgu" bakımından ayırt etme becerisini de kazanacakları Medya Okuryazarlığı dersinde, medyanın olayları ve olguları nasıl ve neden belli yönleriyle yansıttığı çocuklara anlatılıyor. Bu derste insanımız ilköğretim çağından başlayarak medyaya eleştirel bakabilen, bilinçli alıcılar olarak yetiştirilecek.
12 yıl zorunlu olmalı
Bence medyayı algılama bağlamında önemli olan medya okuryazarlığı dersini seçmeli olmaktan çıkarmak gerekiyor. Öğrenciler dersin farkında olmadığı için seçmiyor.
Bu dersi iletişim dersi alan iletişim mezunlarının vermesi gerekiyor. Hatta, iletişim mezunlarına formasyon sertifika kursu açılabilir.
Ayrıca bu ders, ilköğretimden başlayarak, ortaöğretim dahil 12 yıl zorunlu olmalı. Örneğin, 1960'lı yıllarda Galatasaray Lisesi'nin ilkokul bölümünde,medya eğitimin bir parçasıydı. Öğretmenlerimiz bize, gazetelerdeki haber ve köşe yazılarını doğru değerlendirmeyi, yani doğru okuryazarlığı öğretirdi.