Üniversitelerden 29 Haziran 2000'den itibaren ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilen öğrencilere yeni haklar getiren teklif yasalaştı. TBMM'deki görüşmeler tartışmalı geçti. Affa "YÖK ve öğretim elemanlarına bırakılmalı" diye karşı çıkan CHP, teklifin gündemin ön sıralarına çekilmesine itiraz etti. AKP önerge vererek teklifin gündemin ön sıralarına çekilip görüşülmesini sağladı.
CHP kanadı, düzenlemenin Anayasa'nın 87. maddesi gereğince "nitelikli çoğunlukla" (Yasanın af niteliğinde olduğu ve 330 oyla) kabul edilmesi gerektiğini savundu. AKP ise yasanın " idari af " olduğunu öne sürerek karşı çıktı. Yasanın kabulü aşamasında, nitelikli çoğunluk aranmadı.
Başka yasalarda af düzenlemesi olduğunda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, titizlikle inceliyor ve geri gönderiyor. Bu örnekleri hatırlatanlar, Sezer'in öğrenci affına ilişkin düzenlemeyi af olarak görüp, "Anayasa gereği nitelikli çoğunlukla benimsenmeli" diye düşünüp, veto edebileceğini savunuyorlar. Sezer onaylarsa üniversiteler devreye girecek. Af bekleyen 677 bin 658 öğrenciden ; 210 bin 796'sı devlet üniversiteli, 453 bin 445'i açıköğretim fakülteli, 13 bin 417'si ise vakıf üniversitelilerden oluşuyor.
1983'ten bu yana çıkarılan 9 üniversite affı öğrenciler ve üniversiteler için çözüm olmadı.
Birkaç yıl sonra yeni yasalar için kampanya başlarsa şaşırmayalım. Ancak siyasal ve ekonomik zorluklar nedeniyle üniversiteden ayrılan birçok genci af beklentisi içine soktuk. Gönül ister ki bundan sonra ülkemizin gündemine böyle bir konu gelmesin. Bana göre af yasası eksik. 2000'deki öğrenci affına başvurmayan gençler mağdur durumda. Bu öğrenciler için, yasanın onları kapsayacak şekilde düzeltilmesi gerekmez miydi?