Eğitimimizin ÖSS karnesi belli oldu. Sınava giren 1 milyon 728 bin 78 kişiden, 1 milyon 727 bin 957'sinin sınavı geçerli. Bu adaylardan, 1 milyon 362 bin 208'i sayısal, sözel, eşit ağırlık ve yabancı dil puan türlerinden en az birinden 160 ve daha fazla puan aldı. Yani adayların yüzde
78.8'i ÖSS'de başarılı oldu. Sınavda, 977 bin 382 aday 4 puan türünden en az birinden 185 ve üzerinde puan alarak lisans programlarını tercih edebilme hakkı kazandı. Devlet üniversitelerinin lisans programlarına 165 bin 959, vakıf üniversitelerine 27 bin 756 öğrenci alınacak.
32 bin 177 adayın, sayısal ve sözel ham puanlarının her ikisi de 0.5'in altında olduğu için, ÖSS puanları hesaplanmadı. Bu öğrenciler "sıfır" puan almış oldu. Geçen yılki ÖSS'de ise 26 bin 448 aday sıfır almıştı.
Sorular, önceki yıllara göre daha zordu. Sözel ortalaması 33.80'den 31'e, Türkçe ortalaması 20.68'den 19.3'e, Sosyal Bilimler ortalaması 13.10'dan 11.6'ya, Sayısal ortalaması 15.70'den 12.7'ye, Matematik ortalaması 10.12'den 7.9'a, Fen Bilimleri ortalaması 5.55'ten 4.8'e düştü. Bu sonuçlar da, okullarımızda eğitimin ne kadar yetersiz olduğunu gösteriyor. Sıfır puan alan öğrenciler sistem mağdurudur. Bir an evvel Milli Eğitimimiz gözden geçirilmeli ve ezbercilikten uzak, araştıran bir sistem devreye sokulmalıdır. Artık eğitim sistemimizde "Şapka düşmüş kel görünmüştür." Sonuçlar bilimsel olarak incelenmeli ve köklü bir çözüm bulunmalıdır.
Ayrıca kalabalık sınıflar, ikili eğitim, öğretmenin kalitesi ve ezberciliğin hakim olduğu bir sistemde öğrencinin başarılı olması beklenemez. Bana göre öğrencilerin başarısında en büyük etken dershanelerdir. Dershanelerin her geçen gün artması ise eğitim kalitesinin düştüğünün en güzel örneğidir.
ÖSS'de yine hatalı soruların çıkması üniversite adaylarını ve ailelerini kızdırdı. ÖSYM, ÖSS'de Sözel Bölümün
66. sorusu ile Sayısal Bölümün 37. sorularını iptal etti. İptal sebebini de lütfedip kamuoyuna açıklamadı. Birçok elemelerden geçen soruların hatalı çıkması adayların tepkisine neden oldu. Netlerini hesaplayarak tahmini puanını bilen öğrenciler, iptaller açıklanınca hayal kırıklığı yaşadılar. Binde bir puanın dahi çok önemli olduğu böyle bir sınavda, gençler zamana karşı yarışıyorlar. Öğrenci bir soruya takılıp kaldığında bu, doğru yapabileceği birkaç soruya mal olabilir. Hatalı soru için en az 10 dakika harcayabilir. Sonuca ulaşamadığında zaman ve motivasyon kaybetmiş olur. Bir soruyla 150-200 kişinin önüne geçebilir veya geride kalabilir.
ÖSYM yetkilileri, hatanın büyüğü veya küçüğünün olamayacağını belirterek şunları söyledi: "Soruda bilimsel eksiklik varsa, iptal edilir. Sorular gizlilik içinde hazırlanıyor. Gizli olduğu için az sayıda gözün görmesi gerekiyor. Bu nedenle de hatalar oluyor. Çok gizlilik içinde yürütülen böyle bir işte, bilimsel denetimde de seyrek de olsa sorunlar yaşanabiliyor."
Son günlerde birçok panele katıldım. Hatalı sorulardan dolayı gençlerin ve ailelerinin ÖSYM'ye olan güvenlerinin sarsıldığını gördüm. Yine hatalı sorulardan dolayı kaybettikleri zamanın ve puanlarının hesabını yetkililerden sormak istiyorlar. Son derece haklılar. Zaten gençler gelecek kaygısını yoğun olarak yaşıyor. Bir de hayatlarını etkileyen böyle bir sınavda yapılan hatalar, onların ülke eğitimine olan güvenlerini azaltıyor. Değerli yetkililerin, en kısa sürede gençlere bu hatalı soruların neden, niçin ve nasılını izah etmeleri şart. Ayrıca doğru dürüst bir sınav bile yapamadıkları için gençlerden özür dilemeleri gerekiyor.