Bu şartlar altında maça çıkmak gerçekten çok zor. Hiçbir futbolcunun bu ortamda futbol oynamasını temenni etmem. Ne rahat top kullanabilirsiniz, ne rahat pas yapabilirsiniz, ne de riske girebilirsiniz. Gözünüz topta, kulağınız tribündedir. Her reaksiyon da sizi etkiler.
Beşiktaş, maçı dün bu şartlar altında oynadı. Gelinen bu noktada tartışılan çok şey var. Teknik direktör olarak Mustafa Denizli, işin gerçek sorumlusu olarak başkan ve yönetim kurulu üyeleri... Ama futbolcular da, bu işin icraatındakiler olarak en az diğerleri kadar sorumlular. Belki istemeyerek, belki olayların farkında olmadan, belki de yeteri kadar işi ciddiye almayarak bu takımı bu noktaya kadar getirdiler. Ve şimdi de bunun sonuçlarını yaşıyorlar.
Bu tür olağanüstü ortamlardaki maçlarda iyi oynamak, taktik veya sistem önemini kaybeder. Öncelikli olan kazanmaktır. Çünkü böylesi durumlardan ancak üst üste kazanarak, belli bir seri yakalayarak çıkabilirsiniz. Beşiktaş dünkü maçta bunun başlangıcını yaptı diye düşünerek belki de en iyimser tavrı ortaya koyabiliriz. Ama genel görüntü, özellikle de sahanın dışında yaşananlar bu sürecin çok kolay olmayacağını gösteriyor.
Beşiktaş'ta bir şeyler kırılmış durumda. Bunun içerisinde güvensizlik var, hayal kırıklığı var, umutsuzluk var ve daha da kötüsü kızgınlık ve nefret var. Bunlar, büyük camialarda hiçbir zaman arzu edilmeyen, olmaması gerektiğine inanılan durumlar. Ama Beşiktaş bu sürecin içerisine girdi. Aslında girdi yerine sokuldu demek daha doğru. Hiçbir öneri ciddiye alınmadı; hiçbir uyarı değerlendirilmedi. Yapılan hatanın yapanın yanına kar kalacağı zihniyeti ile Beşiktaş bugünlere geldi.
Bugünkü tablo hiç hoş değil. Taraftarlar maçı seyretmeyi bir kenara atmış, ciddi bir reaksiyon içerisindeler. Üstelik, tepkilerini nasıl ortaya koyabileceklerinin şaşkınlığı içerisindeler. Çünkü bugüne kadar ortaya konulanlar mesajın muhatabı tarafından dikkate alınmamış. Her hatadan sonra oluşan tepkiler karşısında "Hatalarımızdan ders aldık" sözleri bu insanların gözünün içine baka baka sanki alay eder gibi dile getirilmiş. Ama o dönüp bildiğini okumuş; aynı şeyleri yapmış.
Sonuç; maalesef koskoca Beşiktaş camiası bir öfke ve kızgınlık topu haline getirilmiş. Ve patlamaya hazır. Çok daha büyük sıkıntılara yol açmadan bu görüntünün iyi okunması gerekiyor.