Mustafa Denizli ile ilgili gündem son günlerde oldukça hararetlendi. Tartışmaların gidiş istikametine baktığımızda Mustafa Hoca'nın gönderilmesi konusunda küçümsenmeyecek bir kampanyanın başladığını söyleyebiliriz.
Burada dikkat çeken konu saha sonuçları ve olayların eleştirisi yanında bu organizasyonun özellikle yönetim içerisinden ve başkana yakınlığı bilinen kişiler tarafından yürütülmesi.
Bu, aslında Beşiktaş'a çok yabancı bir durum değil. Bundan önce de Beşiktaş'ın başındaki birçok teknik adam için aynı şeyler ve organizasyonlar başkan eliyle yürütüldü. Bugün de bunun benzer bir versiyonunu yaşıyoruz.
Fakat burada bir fark var: Mustafa Hoca bugün Türkiye'de en çok medya desteği ve kamuoyu zeminine sahip teknik adamlardan bir tanesi.
En önemlisi de kamuoyunu en iyi yönlendirebilen teknik adamların başında geliyor. Bu yüzden, düşünülen senaryonun çok başarılı olabilme ihtimali görünmüyor. En azından başkanın medya üzerinden operasyon yapma şansı diğer hocalardaki gibi kolay değil.
Normal şartlarda olsa, kongre bu kadar yakın olmasa belki başkan Mustafa Hoca'yla ilgili bu tartışma gündeminin oluşmasını engellerdi. Fakat şu anda, kongre de kapıdayken üzerinde başka bir baskı hissediyor. Ocak'ta seçim var ve bu sürece kadar olan dönemde transfer de bittiği için herhangi bir başarısızlıkta yapabileceği tek hamleyi teknik adam değişikliği olarak görüyor. Bu yüzden de Mustafa Hoca'nın tartışılması başkanın şu dönemde işine geliyor. Süreci belirli bir dönem bu anlayışla götürebilir. Zaten götürmek de istiyor.
HER ŞEYDEN SORUMLU BAŞKAN!..
Şu anda eleştirinin kendi üzerine dönmemesi için Mustafa Hoca'nın kamuoyunda tartışılmasının, hatta yıpranmasının kendisine koruma sağladığını düşünüyor.
Oysa işin aslı böyle değil. İşin başındaki kişi, dolayısıyla takımın da her şeyinden sorumlu olan kişi başkan. Sonuçta teknik adama bu görevi veren kişi de kendisi. Teknik adamların yapmak istediği transferlere onay veren ve altına imza atan kişi de yine kendisi.
Sezon başına geri dönüp Mustafa Hoca'nın neden şampiyonluktan sonra "Bırakmak istiyorum" söylemini ortaya attığını bugüne bakarak değerlendirmek lazım. Bana göre çok açık.. Mustafa Hoca zeki bir adam. Bunun yanında birçok yönetimle de çalıştığı için küçümsenmeyecek bir tecrübeye sahip. Beşiktaş'ta bulunduğu süre içerisinde başkanı da, yönetimini de, yönetim şeklini de yaşayarak çok net olarak gördü. Görünen o ki, bundan sonra istediği şeyleri tam olarak yapabilmesinin imkansız olduğunu da anladı. Transferde ve yönetim anlayışında başkan kendisine "Tamam" dese de aslında yine bildiğini okuyacağını çok net anladı. Bunlara şimdi burada yazamayacağımız birçok sebebi de ekleyebiliriz. Mustafa Hoca sonuç olarak geldiği noktada bu öngörülerinin hiçbirinde yanılmadı. Ama şimdi ilk verdiği "Bırakma" kararı sonrasında attığı geri adımın sıkıntısını ve pişmanlığını yaşıyor.