En çok o eleştirildi.. Başarısızlığın faturası hep ona kesildi.. Başkanın eniştesi olması münasebetiyle hedef tahtası haline geldi. Futbol Şubesi Sorumlusu Asbaşkan Kıvanç Oktay suskunluğunu ilk kez SABAH için bozdu. A'dan Z'ye bütün sorulara, eleştirilere ve suçlamalara net, cesurca cevaplar verdi.
* İlk Serdar Bilgili yönetiminde yoktunuz. 2002'de girdiniz. Hangi duygularla ve serüvenle Beşiktaş'a yönetici oldunuz?
Çocukluğumdan beri Beşiktaş'ın içinde büyüdüm. Doğma büyüme Beşiktaş'ın içinde idim. Serencebey'de dedemin evinde büyüdüm. Çarşıda gezer, maçlara kapalı tribüne giderdim. Sadece taraftar olarak Beşiktaş'ı destekliyordum. 2000'de yoktum ama yönetimdekilerin çoğu arkadaşlarımdı. 2002'de gerek Sayın Bilgili gerek Sayın Demirören tarafından yönetime girmem konusunda teklif aldım. O gururu yaşamak için yönetime girdim. Gerçekten güzel bir dönem geçirdim. Son dönemde bazı sıkıntılar doğunca görevlerimizden ayrılarak ocak seçimlerine kadar yönetimde pasif olarak kaldık.
* Yapılan transferler için 'Artık işe yaramaz futbolcular alındı' deniyor.
'Futbol şubesinden dolayı kulüp 50 milyon dolar içeri girdi. 40 tane transfer yapıldı' deniyor. Kaç adam alındığı, kaça alındığı ve verildiği belli. Alınan ve satılan futbolculara bakın. Üç aşağı beş yukarı 10 milyon dolar fark var. Elinizdeki futbolculara bakın. Beğenin beğenmeyin Ailton, Kleberson, Youla, İbrahim Akın, İbrahim Toraman, Çağdaş, Ali Tandoğan. Okan Buruk o yaşına rağmen takımın en iyi oyuncularından biri. Mustafa Doğan takımın komandosu gibi. 3 hoca geldi, hepsi memnun. Bunların hepsi başlı başına değer. Başkana söyledim. Alınan, satılanların bedellerini internet sitesine koyduracağım. Birileri 44 futbolcu, 50 milyon dolar transfer ücreti dediğinde sitemizde doğruları görülsün. Beşiktaş'ın borcu varsa bunun futbol takımından kaynaklanmadığını göreceksiniz. Bu kulübü bu hale futbol takımı getirmedi. Futbol takımını daha fazla zedelemeyin. Bu futbol takımı bu kulübün hala en önemli değeridir. Carew'i de aldığımızda 'Yarı fiyatına satamazsınız' dediler. 7.6 milyon euro + %30 payla sattık. 'Ucuza sattınız' dediler.
* Sonuçta ortada bir başarısızlık var. Bunun ne kadarı size ait?
100. yıldaki şampiyonlukta Yıldırım Demirören ve Kıvanç Oktay şampiyonluk için bir etkendi. Ama o takımı sadece Yıldırım Demirören ve Kıvanç Oktay şampiyon yapmadı. Yönetim, camia, muhalefet, teknik heyet, futbol takımı herkesin rolü vardı. Bugün de bu etkenlerin biraraya getirilmesi şart. Kıvanç Oktay sadece üzerine düşeni yapar. Beni günah keçisi yapmaya çalıştılar. Bütün camia değil elbette, ama gürültü çıkaran kişiler böyle yapmaya çalıştı. Böyle yönlendirdiler.
* Hiç hatanız yok mu?
Yaptığım hata olmuştur. Çok fazla özveriyle, çok fazla emek vermeye başladım. Neredeyse takımın çantasını taşıyacak duruma gelmiştim. Bu benim özel hayatımı, iş yaşamamı etkiler hale gelmişti. Başkana gidip 'Yeni bir yapılanmaya gidelim. Yüküm hafiflesin' dedim. Ben yine takımın içindeyim. Ümraniye'ye gidiyorum; takımla gidiyorum. 60 maça gittim; 'Çok içinde' dediler. Bir defa gitmedim. 'Niye gitmedi?' dediler. Hangisini yapayım? Hangisi doğru? Bir şeylerde kulp arandı; Kıvanç Oktay da burada en güzel kulptu. Herkes eleştirebilir. Özeleştiri yaparsam; Del Bosque'nin yanına biraz bastırsam Türk yardımcı yerleştirebilirdim. Ama onun dışındaki konulara girince, % 99'unda hatam yoktur. Eksiğim varsa; Ümraniye'de 10 saat kalmamışımdır da, 8 saat kalmışımdır.
* Beşiktaş yönetiminin kamburu futbol şubesi deniliyor.
Beşiktaş'ın başarılı olduğu her konu bana ve futbol şubesine moral getirir. Futbol şubesi başarısız diye bakmıyorum. Bu şubede idari anlamda 4 kişi çalışır. Geri kalanı teknik kişilerdir. Ben teknik bir insan değilim. Ama Tigana gelince önce yapılmayanları, eksikleri anlattı. O zaman daha iyi görüyorum. Teknik patron, başarıda en önemli etkendir. % 60'dır. Tigana için söylemiyorum çünkü takımı biz eline verdik.
* Futbolu iyi biliyor musunuz?
Futbolu bugün konuşan birçok insandan daha iyi biliyorum. Artı olarak; ben teknik direktör değilim, takımı çalıştırmıyorum, taktik vermiyorum, kadro yapmıyorum. Futbol takımıyla yönetim arasında köprüyüm. Takımın mali, idari ve manevi her türlü problemini çözmek için bana gelinebilir. Ama bir futbolcu sahada şut çekip gol atamıyorsa, verkaça giremiyorsa Kıvanç Oktay ne yapabilir? Ya da Yıldırım Demirören, Murat Aksu veya Kenan Öner ne yapsın? Bizim birbirimizden farkımız yok. 14 yönetici tek tek bu işle muhatap olamayacağı için futbol takımından ben sorumluydum. Bundan sonra da aynı görevi yapacağım. İkinci yarıda da aynı görevi yapacağım. Mehmet Ekşi sorun olduğunda bana anlatacak; ben de yönetime götüreceğim. Bizim yönetim kadar A Takım'ın içinde olan bir yönetim yoktu. Ama başarısızlıkta sorumlu Kıvanç Oktay oldu. O da taşıdığım sıfattan oldu. Ben de bu futbol şubesi sorumlusu lafını kaldıralım istedim.
* Artık ne farkı olacak? Sadece isim mi değişti?
Evet ama insanlar rahatlayacak. Benim için çok şey değişecek. Daha az detayla uğraşacağım. Soyunma odasına yine gidiyorum. Ama çıkacak takımı ben de orada öğreniyorum. Mehmet Ekşi'ye, hocaya, doktora sıkıntıları olup olmadığını soruyorum. Takımın otobüsüyle gitmeme gerek yok. Her idmana gidip de ne yapacağım? Haftada bir gün gidiyorum. Gerekli bilgileri ve ihtiyaçları alıp yönetime iletiyorum.
* Bu kadar girmeniz gerekli miydi?
Değildi; fakat o kadar sıkıntı vardı ki. Artık 'Gitmezsem psikolojik olarak futbolcu alınır, hoca yalnız bıraktığımı düşünür' diyordum. Öneri benden geldi. Kıvanç Oktay pasifize edilmiş değil. Birileri bunu bu yöne çekmeye başladı. Oysa Kıvanç Oktay aynı görevi yapıyor. Görevi değişmedi, sıfatı değişti. Sadece daha az detayla uğraşıyor. Detayları profesyonellere bıraktım. Mehmet Ekşi birçok detayı üzerine aldı. 2-3 haftadır işime gidebiliyorum. Doğrusu bu.
* Bu noktada enişte-kayınbirader ilişkiniz, akrabalığınız nedeniyle Başkan Demirören'in ayağına bağ olduğunuz iddiaları var.
Bunları doğru bulmuyorum. Benim başkanla olan ilişkim bir artıdır, eksi değildir ki.. Benim iki elim kanda olsa, onun yardımına koşarım. Aynı şekilde başkan da benim yardımıma koşar. Bundan artı değer mi çıkar, eksi değer mi? Bunu tartışmam bile...